9 Mart 2009 Pazartesi

Tanrıyı Oynamak

Pazar günü geçtim külüstür pc min başına
“Bir adam dünyayı kaç kere kurtarabilir” misyonunun yaratıcısı 24 dizisinin 11. bölümünü seyretmeye başladım
Bilen bilir
Eş zamanlı bir dizidir
Genel zırvalığı göz önüne almazsanız olay kurgusu insanı şaşırtır
(Meksikaya uçar,geri döner,hapishaneye düşer,kaçar,kalp krizi geçirir kalbi durur,tekrar canlanır,bir sürü kötü adam öldürür. Ve en güzeli bunların tamamı 24 saat içinde olur)

Bölümün bir sahnesinde doktor kalbi atmayan bir hastaya yanındaki iki kişi ile müdahale etmeye çalışıyor
Ancak kurtarmanın imkanı yok
Uzun süre kalp masajı yapılıyor
Damardan iğne
Elektro şok (veya adı ne ise)
En sonunda herkes kafasını doktora çeviriyor
Doktorun düşünme süresi iki üç saniye

Ve kararını veriyor
“Ölümü kesinleşti,saati şu. Kayda alın”

Orda diziyi durdurdum
Enteresan geldi

Bir insanın öldüğüne karar verip vermemek elinizde
Devam etse belki yaşatacaklar
Belki de o ana kadar bile yapılan gereksiz,zaten çoktan ölmüş

Ama vazgeçme kararını bir insan veriyor

Tanrının ölümle kalım arasındaki kritik kararı gibi

Ve doktor tanrıyı oynayarak karar veriyor

“öldü”

Bir insanın üstlendiği ya da kendisine mecburen verilen tanrı görevi

Çok üst düzey bir olgu

Acaba o karar verilirken ne hissediliyor
“durun” dediği anda doktorun kafasında “acaba” var mıdır ?

Elbette durma kararını rasyonel bir takım alet,veri eşliğinde alıyor
Ama nihayetinde alınan karar bir inşaatın durdurulması ya da bir bankanın batırılması değil

Bir insanın ölümünün kesinleştirilmesi

Gücün büyüklüğü korkutucu

Mu acaba ?

14 yorum:

Ece dedi ki...

Doktor o 'acaba'ya gelene kadar her yolu denediğinden, o dakikada şüphe kalmıyor sanırım.
Beyin ölümü dedikleri şey(neyse?)gerçekleşene kadar 'bitti bu iş' diyemiyorlar.

Her bir şey ölmüşken,beyin ölümü beklenirken bile, geri gelebiliyor hasta. Bunun adına 'mucize' diyorum ben.Artık saniyeleri sayarken, acele bir karar vermemiz beklenirken,geri geldi Bebek. Zaman zaman 'acaba Tanrının işine müdahale mi ettik' diye düşünmüyor değilim.

Fena yerden vurdu bu yazı beni be Alper..

alpernatif dedi ki...

ece
özür dilerim
yazı rahatsız ettiyse (tüm samimiyetimle) kaldırabilirim ?

Adsız dedi ki...

benim konum..

duygusal olmadan cevap verebileceğim bir konu..

sonunda..

o süre tamamen belirlenmiş bilimsel bi süre..
o süre..
beynin oksijensiz kalmaya tahammül edebildiği süre..

kararı veremeyip devam edenler var..
tanrıyı oynamaya korkan mı bilime itirazı gelen mi bilmem..
ama süre uzatılıp da..
dönenlerin malesef bitkisel hayatı
kaçınılmaz..

ece..üzülmesin..
o süre bugünkü bilimle ona verilen süre..
o süreye zaten hasta yakınlarının müdahelesi yok..

ben de yaşadım onu..
sknın ritmini düzeltmek içinverilen şoktan sonra duran kalbi dönmediğinde
kapının dışındaydım her hasta yakını gibi..

bana yarım saat gelen aslında 2 dakikaydı..
doktorun saate bakması ise..
gerçekten..
ona da bana geldiğinden bile daha da uzun gelmesi o sürenin..

bir hastam vardı..
19unda futbol oynarken ani kalp durması yaşayan..
taksi ile sırtta acile koşturmuşlar..
ne kadar sürdüğü belirsiz..
acilde doktor biraz uğraşmış..
dönmüş..
ama malesef geri dönen kalp ile soluktu sadece..
bitkisel hayatta tan 5 yıldır..
sağlıkla kalın..
hiç yaşamayın..
böyle şeyler..
ama .. başınıza gelince.. de..
bilin..
ps.. neden şımartılıyor sk tarafımdan sanırsınız..

adam uzatmaları oynamakta...
atalet

Ece dedi ki...

Canım yaa...Hayır. Sakın öyle bir şey yapma.Değişik kşilerin fikirlerini de okumak istiyorum.
Benimki aptalca bir duygusallık sadece.
Hassasiyetin için teşekkür ederim.
Rahatsızlık değil benim hissettiğim.O günlere gittim sadece.
Sevgiler canım

Adsız dedi ki...

ayh dur..
tanrı gibi hissetmezsin..
hissetmek için fazla meşgulsündr...
hızla uygulaman gereken prosedür vardır..

onu uygularsın..
pilotlar gibisindir..
çeklist yapar beynin..

kararı da..
sen vermiş değilsindir zaten..
bilim vermiştir..

atalet..

öz dedi ki...

bazı doktorlarda olduğu söylenen ''Tanrı kompleksi''nin sebebi bu olsa gerek...ufff, gerçekten çok zor bir duygudur sanırım, şahsen yaşamak da istemezdim böyle bir güce sahip olmayı da...gerçi insan herşeye alışır, bazı doktorların insan bedenine makina şeklinde yaklaşması belki de kendi ruh sağlıklarını korumak için geliştirilmiş bir kalkandır, kimbilir...

Adsız dedi ki...

hadi doktorlar işlerini yapıyorlar,ellerinden geleni yaptıktan sonra hasta ölse bile,ellerinden geleni yapmış olmanın bi rahatlığı var vicdanlarında.ama bu adam öldüren katiller nerden cüret ediyorlar.ne korkunç bi şeydir yav.bir insanı kasten öldürmek :s

not:bi kaç gündür bu bloga ulaşamıyordum ne dense.bu da blogcuya dönmesin :S

alpernatif dedi ki...

kaldığım yerden

ataletim
evet senin duygusal olmadan yanıt verebileceğin bir konu
ama anlattığın şey beni duygusal yaptı :(
uzatmalar deme
aslında hepimiz uzatmalardayız da farkında değiliz belki
SK nın şanslı olduğunu bilmesi gerek
sen yanında olduğun için tabi ki :)

ece
peki :)
gene de bilmeden yara deştiğim için özür

tekrar ataletim
eski bir film vardı tanrıyı oynamak diye
David Duchovny nin oynadığı
oradan aklımda kalmıştı bu deyim
:)

öz
önce hoşgeldin
sonra
"tanrı kompleksi"
çok enteresan bir söz geldi
her yöne çekilebilir
kendini tanrı hissetmek gibi de algılanabilir
tanrısal bir gücün ağırlığı altında ezilmek gibi de
enteresan
bir yazı daha yazı çıkar mı ki bundan ?

imbirim
katil konusu tüy dikiltici
(dikiltici de ne demekse,şimdi uydurdum)
blog konusu evet
ben de kendi bloguma girdiğimde boşluk çıkıyor bazen
ben de anlamadım !

Şarküteri dedi ki...

İmbir benden önce girmiş konuya. Yazıyı ilk okuduğumda "başkalarının hayatına son verme kararını" sadece doktarların vermediğini düşündüm. Hatta doktorlar ataletin dediği gibi bilimsel limiti beklemekten öte pek te şahsi bi karar vermiyorlar. Asıl "can alan" profesyonel meslek sahipleri var, onlara ne diyelim? Askerlerden bahsediyorum... Sıralamada daha sonra alkollü/ dikkatsiz/ sorumsuz sürücüler geliyor. Bir direksiyon darbesiyle 45 kişiyi öldürmek mümkün. Pilot için daha yüksek rakamlar söz konusu vs. vs. Katiller veya zihinsel sorunlu insanların aldığı canlar devede kulak... Doktor garibim can alarak değil olsa olsa canı kurtarmaya çalışarak tanrıcılık oynuyor.

Adsız dedi ki...

alperim natifim..
yanındayım diye.. şanslı sayılmaz..
önce vefa.. sonra kötü anlara tanıklık edenlere gıcık olma durumu..=P

ve..
yok duygusal olacak bişey..
uzatmalar da.. bir durum sürecidir..
yeni başlangıçlar gibi bi süre sonra..
özel bi tarafı kalmaz..

=)

Adsız dedi ki...

atalet şaşkını gene üff..

carpediem dedi ki...

ölüm,
inanıyorsak
boyut değiştirmek...
zamanda geçiş.
doktorlar
deyim yerindeyse ,
Tanrı'nın yeryüzündeki
elleri...
yorumlardan okudum
bilimsel süre,
beyin öldü denildiği an,
bitkisel hayat ,
ondan sonrası daha zor,
fişi çekilsin mi çekilmesin mi?
tartışması başlıyor ,
sanki ;bana dr.ların
hasta yakınlarını ölüme alıştırma süreci gibi geliyor o süre...
şimdi bu moda ,beyin ölümü oldu,
3-5 gün beklendi
hastanın fişi çekildi...
artık insanlar evlerinde,kendi yataklarında ölmüyorlar,hastanelerde sona eriyor yaşamlar...

.. dedi ki...

her insanda irade var.
bu da tanrısal bişey zaten.

Adsız dedi ki...

tanrı sendromu özellikle cerrahlarda çok olur derler..
bi de City Of Angels' da bunun basit bi sorgulaması vardı..
( doktorun ağlaması )

filmin ne alakası var şimdi diyeceksina ama bu da likelifeça bi yorum işte..

bi de gran torino' yu izledim dün..
güzeldi..
bloğumda yazmadım bunu..
ilk buradan söylüyorum..
kıymetim biline :))

( suluyum, evet )