25 Temmuz 2009 Cumartesi

Hayvan hakkı (önce yazıyı okuyun lütfen)



Hayvan hakkı diye bir şey var mı ?
Evet var
Hele ki Hakkı (bilen bilir) beni şehir dışındaki çiftliklerine götürüp, köpek dünyasının Tecavüzcü Çoşkun’un yanına oturtup, üstüne bir de “kolunu uzat bak neler oluyor” derse;
Ve başıma veya daha doğru bir deyişle koluma neler gelirken beni videoya çekerse…

Evet
Hayvan Hakkı diye bir şey var

Ha,bunun yanında hayvan hakları diye bir şey de var mı ?
Ona da okey
Ama , düne kadar ateşli bir hayvan hakları savunucusu olan ben, bugün itibarı ile kirletilmiş bedenim için mahkemeye başvuruyorum.

Yok bundan sonra köpeğe, kediye, kuşa saygı

Bu ne lan ?

Canım cicim yazık dedikçe neler geldi başıma !

Not
Bir daha çiftliğine götürdüğünde atlarıyla tanıştıracakmış

Tanışsam mı ki ?

23 Temmuz 2009 Perşembe

Kutsal Damacana



Arkadaşlar

Biz boşuna burada yazıp çiziyoruz
Haybeye uğraşıyoruz

Hele mizah adına kendi yaptıklarım tamamen boşmuş

Bilen bilir
Bu sayfalarda alıntı yapmadan “kendin pişir kendin ye “ uğraşısı içindeyimdir
Ne üretebilirsem hesabı

Ama Habertürkün internet sayfasında çıkan bir haber ve altına yapılan yorumlar sabah sabah beni kopardı

Ahanda haber ve altına yapılan yorumlardan bazıları

Böyle sapıklık görülmedi
Asansörde boş damacanayla mastürbasyon yaparken yakalandı!

22.07.2009 10:34
Bursa’da, bir siteye su götüren 27 yaşındaki su dağıtıcısı Naci K.’nin asansörde boş damacanayla mastürbasyon yaptığı tespit edildi.

Bülent CİVANOĞLU / AHT

BURSA’nın Nilüfer İlçesi’nde “Bu kadarına da pes artık” dedirten bir olay yaşandı. İlçedeki bir sitenin yönetimi, sitenin güvenlik kameralarında ve bilgisayar sisteminde arıza olunca durumu sistemi kuran firmaya bildirdi. Firma yöneticileri, arızayı gidermek için bilgisayarlı sistemi ve güvenlik kamerası kayıtlarını incelemeye aldı. Arızayı belirlemeye çalışan firma, kısa süren çalışma sonunda duyanları şaşkına çeviren bambaşka bir olayı gün yüzüne çıkardı. Bilgisayar firması yetkilileri, sitenin 10’ar katlı bloklarından birinin asansöründe, binaya su
getiren firmada çalışan 27 yaşındaki su dağıtıcısı Naci K.’nin yaklaşık 1 dakika boyunca boş damacanayla mastürbasyon yaptığını gördü. Bilgisayar teknikerleri, kayıtları daha da dikkatle incelediklerinde aynı kişinin aynı gün içinde iki kez su getirdiğini; boş damacanayla mastürbasyon yaptığını tespit etti. Firma yetkilileri, durumu hemen site yönetimine bildirdi.

‘ÇEŞMEDEN İÇİYORUM’

Site yönetimi durumu örtbas etmeye çalışsa da site sakinlerinden inşaat teknikeri
T.K. güvenlik kamerası görüntüleriyle karakola başvurdu. Yaşanan olayı seyrettiğinden beri şehir şebekesinden su içtiğini söyleyen T.K. Naci K.’den
şikâyetçi oldu. İşten çıkarılan Naci K., çıkarıldığı savcılıktan tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi. Olayın ardından sitenin içindeki duvarlara ise, su dağıtıcısının çalıştığı firmadan “Bazı nedenlerle” su alınmaması gerektiği yönünde uyarı yazıları asıldı.





Haber buyken yorumlardan bazıları


damacana kuyruk sallamasa naci yapmasdı :))

adam su istasyonuna girince butun damcanalar buna mi bakiyor.. hareme bak bea.. :)

damacananin ruh sagli bozuldumu bozulmadimi ona bakacaz artik :)))

damacana olmus ''dayamaca''

naciyi tanırım ben ..6-7 yaşındayken 0,5 lt lik pet şişeye , 12-14 yaşlarında 1,5 lt lik şişeye ergenlk dönemindede 5 ltlik bidona aynı şeyleri yaptı ailesi önüne geçemedi 27 sinde damacana...korkuyorum yakında 100 lt lik depolara saldıracak önüne geçilmesi lazım...

eşcinsellerin yeni sloganı; hepimiz damacanayız!

o artık kutsal damacana

damacananın hiçmi suçu yok:)

merak ediyorum, kaç kişi denedi haberi duyunca:))

damacanalara şiddet hattı kurulsun:):))))

berluskoni bu haberi duyarsa o damacanayı kesin alır!

bu damacana daha çok su götürür..:)

oyy kıyamam küçük küçük pet şişeleri olur şimdi bunların :))

çarşı damacanaya tecavüze karşı :))

ailesi sahıp cıksaymıs kardesım damacanaya :))

su cilgin turkler ...vay anam vay..

ben denedim ama başaramadım...olmadı

damacananın yaşı küçükse çok ceza alır... ah naci ah

geri dönüşüme hayırrrrrrr!!!

naci boşalan damacanayı doldurmak istemiş ne var bunda yavv

kazanın doğurduğuna inanıyorsunuzda, babası kim diye neden sormuyorsunuz, küçük pet şişeler nasıl üretiliyor sanıyorsunuz,

damacana fingirdeğe benziyor biraz empati yapmak lazım

önce damacana boşalmış ...


( tamamı için )

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Şekerim, Pahalı Şekerim

- Bak gene sana doğru bakıyor
- E bakabilir Alper,eski sevgilim nihayetinde
Hey allaaaam
Sevgilinizin eski sevgilisi ile aynı ortamda bulunmak kadar beteri yok vallaa

Leo ların toplantısındayız
G.... benim yanımda
15 gün öncesine kadar 2 sene çıktığı Barış tam karşımda
Her toplantıda birbirimizi kesip duruyoruz
G.... ye melül melül bakıyor,sonra bana haşin bir bakış fırlatıyor. Sonra gene G... ye dönüyor
Toplantı boyunca manasız bir kesişme sağanağı yaşıyoruz

- Çok pis bakıyor yahu !
- E ben onun ilk aşkıyım
- Nası ?
- İkimizde ilk defa birbirimizle beraber olduk. Ben onun ilk kadınıyım,o benim ilk erkeğim
- Neeeeeeee ?
Nası lan ?
15 günlük hayatımın kadını ilk defa bu zibidiyle mi beraber olmuş !
Bu uzun saçlı,küpeli,kepçük ağızlı herifle !
- Bununla mı beraber oldun ?
- Heeeeee
- He ne be ?
- Ay niye büyütüyorsun bu kadar ?
Tamam
Sevgilinizin sizden önce birisi ile beraber olması kaldırılabilir bir durum
Sevmiştir felan denir
Ama konu olan vatandaş, 70 cm önünüzde oturuyorsa iş değişiyor
Hiç ahkam kesmenin alemi yok “ ben çok modern bir erkeğim,böyle şeylerden etkilenmem” diye

Şimdi anlaşıldı ortalığın neden birbirine girdiği
O “benim ilk kadınım,benden sonra bu herifle yatacak” derdinde
Ben “ ulan G... ile beraber olurken bu herifin yüzü aklımdan gitmeyecek” derdindeyim

O ana kadar “sevgilisini elinden almış” adamın omuz dikliği ile kendimi 1-0 önde zannederken, meğer adam maça avansla başlamış

Zamansız gelen golün şiddeti ile irkiliyorum

- Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz Alper bey ?
- Ne ?

Toplantıda olduğum çoktan aklımdan gitmiş.

- Fakir çocuklara diş taraması etkinliğimiz için birinci direktör olarak sizin de bir fikriniz vardır herhalde

Çürüsün ibişlerin dişleri
Ben burda nelerle uğraşıyorum,siz bana neler soruyorsunuz !

İki laf edip dönüyorum G... ye
- Seni arıyor mu bu dingil ?
- Arıyor. Hatta evime gelmeye çalışıyor
- Neeeeeee ? Niye söylemedin ?
- Kızmanı istemedim
Heneeeee !
Arkamdan ne işler dönüyormuş da ben uyuyorum

Akşamı zor ediyorum
Herkesin adresi birbirimizde var
Acilen gidip bu işi halletmem lazım
Gecenin 9 unda fırlayıp dayanıyorum oğlanın kapısına. Yaşlı bir kadıncağız açıyor kapıyı. (anneannesiymiş. Sonradan öğrendik)
- İyi akşamlar teyzeciğim. Barış evde mi ?
- Dışarı çıktı oğlum. Kimdiniz ?
- Yakın bir arkadaşıyım. Alper geldi der misiniz ?
Sinirim yatışmadan başka bir şey geliyor aklıma. Bu herif gece gece evde değilse....

Laaaaaaaan !

Apar topar arabayla G.... nin kapısına dayanıyorum. (o zamanlar maalesef cebimizin telefonu yok)
G..... evde anne babayla saadet içinde

Hey allaaam
Kızcağızın da günahını aldım
Canım sevgilim benim
Tırıs tırıs dönüyorum eve

Ertesi akşam G.... yi dışarı çıkarıp ağzından laf almaya çalışıyorum
Çok meraklıyım neler yaptıkları konusunda
(erkeğin sevgilisinin eski sevgili ile neler yaptıklarını merak etmesi başka bir yazı konusu)

Gece hayli sarhoş eve dönüyorum,annem ayakta
- Birisi geldi . Seni sordu !
- Kim geldi ?
- Barış’mıy mış neymiş. Arkadaşıyım dedi !
Ana !
Yuh
Benim evime geceyarısı gelmek !
Fırlayıp araba ile gidiyorum evine. Kapıda gene anneanne.
- Hoşgeldin oğlum. Barış’da az önce çıktı. İstersen gel otur bekle biraz,gelir belki
- Yok teyzecim,rahatsız etmeyeyim. Sonra uğrarım

Yok
Hırsım geçmiyor

Ertesi akşam işten eve dönüyorum,annem gene kapıdan karşılıyor
- Senin Barış geldi gündüz. Bu saatte iştedir dedim. Azıcık oturdu,sohbet ettik. İyi bir çocuğa benziyor
- Sohbet mi etti ? İçeri mi girdi ?
Anam anam. Herif bir gol daha attı. Benim kalemi içten fethediyor
- Anne sen o hıyara nasıl iyi adam dersin ?
- Valla efendi bir oğlan. Oturması kalkması çok düzgün !
Tamam işte

Benim sorunumda herifin geçmiş zamandaki kalkmaları ile ilgili zaten

Fırlayıp gidiyorum oğlanın evine. Anneanne beni görünce çok seviniyor
- Ay,Barış dışarıda yavrum. Gel istersen bir çay ikram edeyim
Duraksamadan giriyorum içeri
Benim evime benden habersiz gelip annemi kafa kola alırsın he mi ?
- Nasıldı Barış’ın çocukluğu teyzecim
- Ay pek güzel,pek tatlı bir çocuktu. O da sizin gibi efendi bir insandır. Çayı tazeliyeyim mi ?
Bir saat oturup geri eve dönüyorum
- Anne Barış geldiğinde çay içti mi burda ?
- Yok oğlum. Bir şeker tuttum,10 dakika oturdu gitti
Hah
Bu sefer ben gol attım. Çayın pişmesi servisi felan eziyetli. Şeker tutmak ne ki ?

Onun anneannesi,benim annem falan derken, biz baya baya aile dostu oluyoruz durduk yere
Hatta annemi anneannesiyle tanıştırsam mı falan diye düşünürken haftalık toplantı vakti geliyor yeniden

Maymun gibi oturuyoruz bu sefer yanyana. G... karşımızda, olabilecek şeylere karşın eli yüreğinde.
- Evime gelmişsin ?
- Önce sen geldin !
- E ben içeri girmemiştim ama
- Annen davet etti kıramadım
- Ulan sana ne annemin davetinden ?
- Yaşlı kadıncağız,kıramadım
- Yaşlı senin anandır
- Anama laf etme
- Edersem ?
Kıl tüy derken fırlıyoruz ayağa
İnsanlığa büyüüüüüüüüük faydalar vermek için toplanmış leoların içinde iki zibidi horozlanıyoruz birbirimize
- Bir daha gelme kardeşim evime
- Sen de gelme !
- BEYLEEEEEER !
Lionslardan başımıza gönderilen danışman ortalığı yatıştırma derdinde ama, iş çok büyük.
Sevgilimin eski sevgilisi olmasını geçtim,annemin gözüne girdi ibiş

Lafı yiyince oturuyoruz kös kös
Ama sinirim geçmiyor

- Ben senin evinde çay içtim
- Ben de şeker yedim
- Ha ha ! Şekerle olmaz oğlum. Çay demlemeydi hem
- Şeker de pahalı,böyle kağıda sarılı felan yabancı şekerlerdendi !
Amanın. Annem papanın yurt dışından getirdiği şekerlerden vermiş ineğe !
- Kus lan !
- Ne ?
- Kus yediğin şekeri.
- Manyak mısın lan ? Üç gün geçti üzerinden. O zaman sen de çayın parasını ver
- Ulan evinizdeki bütün çayları alırım pe.e.enk !Paramla bitiririm seni
- Höst !
- Ne bana mı höst ? Höstür git lan !
Yeniden fırlıyoruz ayağa
Sandalyeyi çekip dayak yeme ya da atma pozisyonunu alıyorum (ikiside aynı pozisyon nasılsa) araya G.... giriyor
- Ay rezil oluyorum
- Çayımı içmiş !
- Şekeri mi yedi !
- Anneannem aslında seni sevmemiş. Arkandan kaba herif dedi
- Annemde senin için top dedi.
- Sensin top. Aha böylesin oğlum.
- ÇIKIN DIŞARI.
Amanın . Danışman köpürdü
Kuyruğumuzu kıstırıp çıkıyoruz dışarı
Kavga mavga çıkmıyor aramızda
O otobüse binip gidiyor,ben arabaya binip eve yollanıyorum.
Ayağını kesiyor G... nin evinden. Bağrına taş basıyor. Leoluktan da istifa ediyor gecikmeden

(Bunca yıl sonra hala takdir ederim bağrına taş basmasını. Ben yapamazdım. Hakkını vermek lazım. Kolay kaldırılacak bir durum değildi onun için)

Ama üzerinden 17 sene geçmesine rağmen hala hırs var içimde

Babamın yurt dışından getirdiği şekerimi yedi ib...

18 Temmuz 2009 Cumartesi

NLP

NLP meselesine gıcığım ve mantıksız buluyorum
Neden gıcık olduğumu sormayın,o ayrı,kişisel bir konu

Mantıksız bulma sebebim tartışılabilir

Nedir NLP ?
NÖRO LİNGUİSTİK PROGRAMLAMA

Nöro: Yaşamdaki deneyimlerimizin beş duyumuz aracılığı ile algılanması ve işlenmesi.
Linguistik: Sözlü ve sözsüz iletişim ve davranışlarımız aracılığı ile düşüncelerimizi yansıtma tarzımız.
Programlama: Zihnimizin iç programlarını kullanarak düşüncelerimizi ve iletişimimizi belirlediğimiz ve arzuladığımız hedeflere ulaşacak şekilde düzenlemek.

Yani hayatta hedefimiz ne ise ben bunu nasıl gerçekleştirebilirimi bana NLP gösterecek
Niye ?
Çünkü ben bilmiyorum (ya da bilmiyor muşum,öyle deniyor)

Hani matematik,mühendislik,tıp gibi alanlarda bilgi vermeye yönelik bir şey olsa anlayacağım
Alır kitabı,eksiğim neyse öğrenirim
100 sene de yaşasam trigonometiriyi bilemem,öğretilmesi,formüllerin anlatılması lazım
Görecelik kavramını bana izah etmezseniz içinden çıkamam
Birileri eğitmediği sürece apandist ameliyatına giremem

Ama davranış açısından bana dışarıdan öğretim yapılmaya çalışılması tuhaf geliyor

Hayatımızda almamız gereken kararlar var
Tamam
Bu kararları alırken (bana göre) bizi etkileyen iki tane önemli unsur var
Duygusallığımız ve mantığımız

Mantık bizi doğru yolu gösterecek mi ?
İlla ki
Bu noktada kişinin duygusallığı yenip mantığının sesini dinlemesi olayı çözecek mi ?
İlla ki
Çözüm aklımıza gelmeyen bir şey olabilir mi ?
Zannetmiyorum. Çünkü daha önce dediğim gibi konu bilimsel çalışma gerektiren bir şey değil.
Nihayetinde aklı azıcık eren bir kişinin düşünüp doğru olanı yapması ile ilintili bir durum
Ha, terslik nereden çıkabilir ?
Duygularımız mantığımıza ters düşerse (ki bende genelde olan durum) doğru çözümü bildiğimiz halde uygulayamayabiliriz
Ama o da nihayetinde bizim sorunumuz. Kendi kendimize eziyetimiz

Ben onu seviyorum
Sevmemen lazım
Biliyorum
Unutman lazım
Biliyorum ama beceremiyorum
Becermen lazım


Şimdi,
Bu durumda kimin bana hangi tavsiyesi faydalı olabilir ?
Nedir yani ?
“Zihnini başka şeylerle oyala” tavsiyesi mi verilecek ?
“Elinde olanları düzeltmeye çalış ve mutlu ol” mu denecek ?
Ne söylenirse söylensin bilmediğim şeyler değil
Hedefimiz unutmaksa hedefe giden yoldaki araçlar zaten belli
Kimse bana gelip de “al sana bir ilaç,içtiğin anda kişi ile ilgili her şey silinecek” demiyor ki ?
Sadece öğütler veriliyor
Benim (veya bizlerin) bildiği,düşünebildiği öğütler

Eeeeeeeee ?

Peki kendi düşünebildiğim şeyler üzerinden bir başkalarına neden para kazandırayım ?
NLP üzerine yazılmış yüzlerce kitap,onlarca kişisel gelişim kurumu,bir sürü eğitmen var
Her okuyanın,dinleyenin,kaydolanın hayatını değiştireceğini iddia eden bir sektörün parçaları

Benim duygularım üzerinden para kazanılması mantıklı mı ?

Aman efendim, Secret ı okudum,hayatım bir anda değişti. Artık hayata pozitif bakıp,yoğun enerjiler salıyorum. Çevremde sayemde pozitif oluyor. Kazan, kazan, kazandır yöntemi ile insanlara mutluluk dağıtıp....

Yapmayın ya !

Aranızdan birileri belki bana gene sabit fikirli diyecek
Değilim
At gözlüğü de takmıyorum
Değişim mantıklı ise,değişimin içinde olayım

Ama kimse kusura bakmasın, bu iş bana modern insanının psikolojisini düzeltme adına hazırlanmış bir para tuzağı gibi geliyor



Fikri olan ?

15 Temmuz 2009 Çarşamba

yazarak anlatamadım sevgimi

Sevgiliye Mektup


Bu sana hislerimi döktüğüm ne ilk ne de son mektup sevgili.
Aşkımız için döktüğüm gözyaşlarına bir anıt,bir mezar taşı

Biliyorum
Sen bu satırları okurken belki o güzel dudağının kenarında tarifi imkansız güzellikteki gamzeler ortaya çıkacak
Ama şunu bil ki senin gülümsemen benim gözpınarlarımı kurutmayacak

Ben seni senle yaşadım sevgili
Senle beraberken içimde doğan çocuk,biraz önce verilen sela ile gömüldü
Ama sana aşkım öyle büyük ki , yarın mezarlığa gitsen aşkına karşılık mezardan fırlamış küçük bir kasımpatıyı bile görürsün kara toprakların altında

Bu satırları aşkım kadar temiz bu beyaz sayfaya,sonbaharda dökülen yapraklar misali hızla yazıyorum
Hatırlıyor musun beraber yürümüştük dökülen yaprakların üzerinde
Çıtırdamıştı yapraklar ürkek adımlarımın altında
Ama ben o kadar ürkek yürürken sen hayvan gibi zıplaya zıplaya dağıtmıştın ortalığı
Coştukça coşmuştun lan !

Özür
Özür dilerim
Ayrılık gerginliği hiç istemediğim kelimeleri döktü kalemimden

Hiç bir şeyi unutmam sana dair
Hani ilk buluşmamızda ben bir tavşan çekingenliğinde menüden ne ısmarlasam diye düşünürken, sen o güzel parmaklarınla açtığın sayfaların arasından şak diye içeceğini seçmiş, gelen garsona espri yapmak için “bir tane sexpresso lütfen” demiştin
Senin gibi kibar bir kızdan böylesine hafif belinin altı komiklikler duymak bir lahza şaşırmama sebep olsa da ilk buluşmamızda bana “ben espriliyim” mesajını vermek için yaptığını düşünmüştüm
Garsonun kulağıma eğilip “abi,karı yollu galiba” demesini nüktedan bir ifade ile üstlenip...
Ulan hakikaten yollu muydun sen ?
Kaç kere boynuz taktın bana ?
Ha ?
Ben.....

Özür
Özür dilerim bir tanem
Ruhumun diğer yarısı
Çok gerginim. O yüzden istemeden yazıyorum bunları

Yoksa garsonun “sexpreso bitti, cuckpucino versem” dediğinde senin gülmekten yerlere yatman da da bir mana arayamam tabi ki de

Ya ilk öpüşmemiz
Mankenlere yaraşan dudaklarından bir küçük buse koparmak için eğildiğim vakit senin akşam açan sefa çiçeği gibi dudaklarının arasından fırlayan dilinin ağzıma girmesiyle, bedenim bir anda göğün yedi kat üstüne çıkıp oradan kuşlar gibi süzülüvermiştim
Şaşırdığımı görünce “french kiss severim” demeni, dünyanın belki de en kibar ruhlarının yaşadığı Franız insanlarına bir gönderme yaparak beni mutlu etmek istediğini düşünmüş, ve o an kendimi dünyanın en şanslı erkeği adletmiştim
Dünyanın en şanslı erkeği ?
Lan kaç kişiyi öptün bu güne kadar ?
Kaç erkeğin ağzına hört diye dilini soktun da bu kadar deneyim....

Özür
Özür dilerim
Gerginim
Biliyorum ki sen içgüdüsel olarak yaptın bunu
Bana duyduğun aşkın simgesel ifadesi olarak dilini kullandın
Aşkım benim

Biliyorum ki beni seviyorsun
Ve bütün bunları beni kıskandırmak için yapıyorsun
Beni kıskandırmak için yaptığına göre beni seviyorsun
Demek ki ben bu dünyanın en şanslı ve mutlu erkeğiyim

Seni ebediyete kadar edebi biçimde sevecek olan Alper




Güzeldi o zamanki uğruna mektup yazılası aşklar

14 Temmuz 2009 Salı

Manasız Bilgiler

Canımın çok yandığı dönemlerde “ulan kimseye zarar vermeden ben bu acıyı nasıl bitiririm” hesabına girerim bazı bazı
Bari dedim, bir iş aklımdan geçiyorsa, insanlar bu konuda neler yapmış,bir bakayım belgelere

Açtım internette İntihar yöntemlerini

İnsanlar ciddi ciddi yer ve zaman ayırmış bu duruma
Kendisini zehirleyenler mi dersiniz
Tabancayla uğraşanlar mı
Tentürdiyot içenler mi ! (enteresan,böyle bir grup var)
Atlayanlar mı

Ama en ilginçleri gene Japonyadan çıkmış
Hani işin bokunu çıkarma konusunda içgüdüsel eğilimi olan bir ırk olarak, intiharı bile törensel hale getirmişler

Mesela seppuku diye bir şeyleri var
Bayaa bildiğimiz harakiri
Seremonik elbiseler giyiyorsunuz
Önünüze özel bezlere sarılı kılıç getiriliyor
(Buradaki özel bezin ne olduğunu bilmiyorum,internet konu hakkında bilgi vermiyor. Ama özel bez diye ilk okuduğumda aklıma orkid geldi nedense ? Hani belki akacak kanla ilintilendirdiğimdendir)
Hemen kılıcı kendinize batırıyor musunuz ?
Olur mu ?
Önce kısa bir ölüm şiiri yazmanız gerekiyor
“Ne şehit oldu ne gazi” veya “çıktım incir ağacına” tarzından gerinizde ses bırakacak ( gerinizden değil,gerinizde,sizden sonra anlamında) bir dörtlük yazıyorsunuz ki,Japon alfabesi göz önüne alınırsa zaten adam intihardan vazgeçmeye karar verebilir
Vazgeçmediniz
Hatta şiiri de yazdınız
Sonra da kılıcı (bunun da özel ismi varmış. Vakizaş,fan veya tanto (bıçak) ) karnınıza saplıyorsunuz
Oldu bitti
Mi ?
Olur mu ?
Japonyadasınız
Yok öyle hemen ölmek
Kılıç karna girdikten sonra önce soldan sağa kesmeniz gerek. Askerliğini yapmış olmak burada sağ ve solu bilme açısından önemli. Çünkü ikinci şansınız yok. Düşünsenize haldur huldur sakatatlar dökülürken yanlış yaptığınızı fark edip,dağılanları içeri geri toplayıp,solu bulup,haydiiiii tekrar....
Olmaz
Tek seferde soldan sağa
Bitti mi ?
Bitmedi
Hala ölmediyseniz ( bu aşamalarda ölmek kesinlikle yasak) o kılıcı sağda getirdiğiniz noktadan yukarı kaldırmanız gerek
Ciddi ciddi kullanım kılavuzu gerektiren bir yöntem
Bir yandan okuyup” hah,işaretli yerlerden soldan sağa keselim” felan gibi bir şey

Ve daha da eğlencelisi kadınlar burada da işin kolayını bulmuşlar
Kadın intihar edeceği zaman sadece boğazını kesiyor Japonya’da
Yok elbiseymiş , şiirmiş , ritüelmiş , kıl tüy hiç bir şey yok.
Kadınlar için düzenlenen süreç kafa karıştırmaması için elden geldiğince basit tutulmuş
Sol sağ derdi bile yok
Çek kılıcı olsun bitsin
(Tek şart kadının asil olması lazım. Asil değilseniz böyle intihar yasak. Garibana ölmek yassah hemşerim)

Hoş,kadınların intihar etme konusunda da pek başarılı oldukları söylenemez.
Los Angeles’ta yapılan bir araştırmaya göre başına ateş ederek intihar etmeye çalışan kadınlardan % 14 ü başarılı olurken, erkeklerde bu oran % 35. Yüksek yerlerden atlamada fark daha bariz. Erkekler de % 66 , kadınlarda % 33
Ve araştırma sonucu : Erkekler işlerini daha ciddiye alıyor
Ve bu araştırmaya göre benim sonucum : Bir kadını öldürmek çok zor. O kadar zor ki, kadın kendisini dahi öldüremiyor

12 Temmuz 2009 Pazar

aşk nereye kadar haklı

Ne zamana kadar haklıyız

Aslında haksızız da , kendimizde bu hakkı ne zamana kadar görürüz

Şu veya bu sebeple biten bir ilişkinin ardından yıkılan erkek ya da kadın ne zamana kadar eski sevgilinin yaptıklarını merak eder ki ?

Ona gelen telefonların kimden olduğunu
Birlikte değilken neler yaptığını

Onu kimlerin güldürdüğünü
Onu kimlerin ağlattığını

Kimlerin evine gidip , aynı senin gibi onunla gece yarılarına kadar ıssızlığın ortasında başbaşa sohbet ettiğini
Gülümseten sohbetlerin arkasından derin bir sessizliğin gelişini
Havadaki suskunluğun bambaşka beklentilere yol açabildiğini

Bir yağmurun altında dudaklarına ilk öpücüğü kondurup kondurmadıklarını
İçinde biriken duyguların dostluktan aşka dönüşüp dönüşmediğini

Beraber gittiğiniz mekanlarda garsonların artık sizden başkasını tanıyıp “hoşgeldiniz” diyip demediğini
Bakılan kahve fallarındaki geleceğin artık başkasına ait olup olmadığını

Gülümsemesinin sen aklına geldiğin için mi dudaklarına yerleştiği yoksa başkalarına mı yer açtığı

Onun hayatındaki dostlarının ayrılık sonrası artık başkalarının arkadaşları olduğu ve sen aradığında sorularına yanıt alıp alamayacağını

Birlikteyken onun hayatındaki bildiğin kişi isimlerinin değişip,artık hiç bilmediğin tanımadığın insanlara dönüştüğü ve içini ezip duran “acaba sevgilisi mi” sorularına cevabının olup olmadığı

Hayatına dair duygusal kararlarından çıkıp mantıklı bir adım atabileceği anı
Kimlerin elini tuttuğunu
Kimleri öptüğünü
Kimlerin ona “seni seviyorum” dediğini ya da daha mühimi onun kimlere karşılık verdiğini ?

Ne kadar süre merak eder insan

Ve bu merakında haklı mıdır birey ?

Herkesin kendi hayatı mıdır artık ?

Birlikte yapmaktan keyif aldığı şeylerde sadece bir isim mi değişmiştir hayatında?
Senin yerini bir başka sen mi almıştır hayatında ?

Ve o sen, sen olabilir mi onun için bundan sonra ?

Ne zamana kadar haklıdır insan ?

Ne zamana kadar haklıdır sevgisinde ?

10 Temmuz 2009 Cuma

Alper Naif Yıllar

- Hakkııı
- Ne
- Hatırlıyor musun Nejat Alp’i?
- Çocukları var Behzat,Süheyl
- Yok lan ! Hani piyanist şantör olan.
- Öldü mü ?
- Ağğbicim nasıl hatırlamazsın ? Hani böyle üç taraflarını sarmış orglar olurdu. Sanki yarımadanın kralı gibi otururdu.
- Kırolu ?
- Kıro değil kardeşim. O dönemin kralları bunlar. Hani böyle poz verdikleri gazino afişlerinde dişlerinin üzerine dökülmüş bir bıyıkları olurdu mutlaka
- Niye bıyık lan ? Ferdi Özbeğen’de yoktu
- O sayılmaz ağğğbicim. Bu benim dediklerim daha böyle ailemizin erkeği tipleri. Bıyıklı ama kırılgan
- O nasıl oluyor len ?
- Böyle mahallemizin naif abisi. Hani habire söz söylersin gıkını çıkarmaz. Ama bir laf edersin patlayıp ortalığı kırar geçirir. Sonra yaptığına üzülür,geçer orgunun başına çalar içli içli
- Köfte
- Ne ?
- Alper,güneş başına mı geçti senin ?
- Ne alakası var Hakkı ? Şimdi reklamlarda vodafone reklamında gırgır geçiliyor ama o zamanlar gözümüzden yaş getirirdi
- Ne yaşı ?
- Ağlardık lan !
- Ahahah ! Nikah masası şarkısında ağlıyor muydun ?
- Oğlum ne gülüyorsun ? Sen hiç ağlamadın mı ?
- Benim hiç ağlamaya vaktim olmadı Alper. Ben hep çalıştım
- Yuh ulan. Dur bak hele sana bilgisayardan ne çalacağım
(tım tım tım tırım tırım)
- Bu ne be ?
- Ümit Besen,okul yolu
- Ahahahh
- Lan gülmesene kardeşim. Lisedeyken hiç aşık olduğun kızın yolunu beklemedin mi ?
- Benim hiç aşık olmaya vaktim olmadı Alper. Ben hep çalıştım
- Yuh ulan. Hele dur bak. (tım tım tırırırım) Ahan da Ferdi Özbeğen,sevmek için yaratılmış gözlerde yaşlar niye !
- Susuyorum Alper
- Ya bu şarkıların 40 yaş ve üstü grubunun mazisinde mutlaka bir anısı vardır Hakkı
- Benim hiç mazim olmadı Alper. Ben hep çalıştım
- Hadi len ! Hatta şeyleri çok enteresan gelirdi bu adamların. Orgun tuşlarına basarken sürekli bir elleriyle de yukarıda düğmeleri kurcalar dururlardı. Lan bir kez yap ayarı,bırak çalsın ondan sonra
- Benim hiç düğmem olm...
- Kafa buluyorsun aşklarımla Hakkı. Okuldaki sevgilimin yüzünü derste kafama kazır,sonra eve gelip pikaba bunların plaklarını koyar dinlerdim
- Issız adamın kıro versiyonuymuşsun lan !
- Sözler nasıl duygulu ama ?
- Bu adam sevdiğine hiç kavuşamamış mı ?
- Kavuşamamış. Bu adam birbirlerine hiç kavuşamayan bir kuşağın efsanesidir Hakkı. Mahzun bakan gözlere sahip bir kuşak
- Ulan kavuşamayan kuşaktan bir sürü çocuk çıkmış ama ?
- İşte onlar sevdiğine kavuşamayıp hep sevmedikleri ile kavuşturulan insanların çocukları Hakkı. O yüzden dünyaya duyarsız,apolitik,markacı bir toplum
- Ne biçim tespit lan bu ?
- Ama düşünsene,sevdiğinle beraber olurken radyoda imagine çalıyor,doğan çocuk Amerikan hayranı. Halbuki sen sevişirken Arif Susamdan “nikah memuru,durdur bu nikahı” çalmış olsa doğacak çocuğu düşünebilir misin Hakkı. Romantizmi kemiklerinde hisseden,gözleri her an ağlamaklı,konuşmasının sonlarında dudaklarını büken,sapına kadar duygu dolu.
- Sapı ?
- Nasıl ?
- Sapına kadar diyince ! Hani oraya kadar,oradan sonra bir şey yok gibi !
- Ruhsuz bir adamsın Hakkı
- Benim hiç ruhum olmadı Alper. Ben hep çalıştım.

(Şimdilerde vodafone reklamlarında kendileri ile koç yumurtası kebabı geçiliyor ama,
Bir zamanlar Ümit Besen,Ferdi Özbeğen,Cengiz Kurtoğlu,Nejat Alp,Arif Susam şarkılarını dinlerdik. Utanmadan. Keşke gene çalsalar da dinlesem )

9 Temmuz 2009 Perşembe

Bana hep bana bana

Bir sigara yakıp bakıyorum
Hala önümde dans ediyor

Len nasıl dans eder !
Aramızda geçen onca yaşanmışlığın hiç mi değeri yok ?

Özlem hafiften giriyor koluma
- Ay iyi ki ayrıldın şu kızcağızdan !
- Yaaa,di mi !

Tamam
Ayrıldık
Ama ayrıldık diye hemen fingirdenek vaziyette dans etmesinin manası var mı ?
Hayır,bir otur düşün
Ben bu kadar kıymetli bir insanla böyle güzel bir ilişki yaşadım de
Bir daha böyle bir ilişkiyi 40 yıl arasam bulamam de
Yaşanmışlığa biraz saygı göster canım !

Özlemden kolumu kurtarıp hafiften gidiyorum yanına
Ulan bir de hızlı dans çalıyor ki,hiç beceresim yok

Kolları dirsekten kırıp yukarı kaldırarak dans eder gibi yapmaya çalışıyorum

Ne çalıyor ?
Cherry cherry lady
Ben ne yapıyorum
Zeybek dansı
Uydu mu ?

Uymamış ki Özlem gülmekten ağzındaki içkiyi boşaltıyor

Hey allaaaaam
Lan insan terk ettiği sevgilisine tekrar yanaşmak için bu kadar maymun olur mu ?

Diyeceksiniz ki niye terk ettin
İlişkimizde yolunda gitmeyen bir şeyler...
Yok yok
Aslında ben ona layık bir adam .....
Yok
Benden çok daha iyilerini hak edip yaşam boyu mutluluk...

Eeeeeee

Başkasıyla bir gecelik ilişki uğruna terk ettim
Tamam
Ama yaz aşkları dediğin şeyler böyle şeyler
Yaşanır
Bir noktada erkek gider
Kadın da bağrına taş basıp gelecek seneyi bekler
Sezonu kapatmıştır
Kapatmış olması lazım di mi ?

Kolları indirip el çırpar gibi ritme ayak uydurmaya uğraşıyorum
Düğün taktiği her zaman işe yarar
Kaç tane düğünü ellerimi çırparak atlatmışlığım var

Ama ege barlarında bu da işe yaramıyor

Elimi çırptığım da garsondan başkası gelmiyor yanıma
- Ne içerdiniz ?
- Zıkkımın kökü. En sert içkiyi getir

Haaaaaa
Bu işe yarayabilir
Sevdiği kadını mecburiyetten terk edip aslında geri dönmek isteyen ve kendini içkiye vuran erkek modeli
Bir çok kadın bunu çok iç gıcıklayıcı bulur
Buluyordur
Bulması lazım
Bulmaz mı ?

Fiyat olarak en kalınından viski elime tutuşturuluyor
Hah
En azından elimdeki içkiyi dökmemek için hafif hafif sallanan erkek moduna girebilirim

Danstan yırtarak yeniden yanaşıyorum Nilüfer’e

- Ayıp olmuyor mu ?
- Nasıl ?
- Sen daha yeni ayrılmış bir bayansın. Böyle çevreye karşı “ben etkilenmedim” imajı felan ! Noooluyo ?
- Aaaaaa manyak ! Sana ne ? Etkilendim,etkilenmedim !

Yahu çevre benim için ne düşünür
Demezler mi “ulan herifte bir numara yokmuş ki kız ayrıldığı anda daha mutlu oldu”
Benim erkekliğime laf sürdürtmek değildir de nedir bu ?

- Nilüfeeeeeeeer
- Neeee ?
- Ben erkekliğime laf ettirtmem
- Deli misin divane misin adam ? Ne erkekliği ?
- Millet benim için ne düşünür ? Birazcık ayrılığın acısını yaşasana !
- Lan manyak !

Ouvvvvv
Nilüfer ellerini beline dayamaış pistin ortasında bağırıyor
- Ayrılalım dedin ayrıldık. Hem de şu kadın için !
İşaret ettiği Özlem’le tam çıkıyoruz sayılmaz ki ?
Yani beni rezil etmek için bu bir bahane sayılmaz.

Nerdeeeeee eskinin Osmanlı kadınları
Eşleri kendilerini terk ettiği zaman evlerine kapanıp bir ömür boyu hüzün çeken caaanım bayanlar
İyi aile terbiyesi görmüş hanımlar
Hindistan gibi bir ülkede bile bayanlar efendi efendi bir yerde toplaşıyorlar
Öldükten sonra bile aklın rahat

Bir erkeğe bu kadar eziyet çektirmek kadından başkasının aklına gelmez zaten
Hain cinsiyet


Alt tarafı bir gece yaşanan bir ilişki için bu kadar curcunanın çıkarılması çok tuhafıma gidiyor
- Kibar olalım lütfen. Ne kadar öyle görünmesem de ayrılığımızın acısını içimde yaşıyorum Nilüfer
- Manyak
- Kibar olalım
- Deli
- Daha kibar olalım
- Hayvan herif
- Eeeeeeeeh !
Pistte tutup çekiyorum kendime. Herhalde içkinin de verdiği rahatlıkla sarılıyor bir anda
- Ben seni çok özledim ama
- Ben de seni özledim bir tanem. Haklısın. Hata bendeydi.
- Beraber oldun o kızla
- Ayarttı beni,kandırdı
- Serseri
- Ben seni seviyorum
- Huuuuuuuuvvvvvvvvv

Oh be
Şöyle belinden iyice sarılıyorum çevre görsün diye
Çevrede hisse senetlerim artmıştır. Yok öyle ayrıldık diye hemen dans etmeler felan
Erkeklik gururum var len

Gözüm barda duran Özlem’e kayıyor
Dünya umurunda değil
Sanki iki gece önce benimle olan o değilmiş gibi yanındaki adamla kadeh tokuşturuyor

Aaaaaaaaaa !

Laaaaaaaan !

Erkeklik gururum !

7 Temmuz 2009 Salı

şimdiiiiiii :)

Şimdiiiiiiiiiii

Üç gündür (bana göre) uç noktalarda yazılar yazdım
Değişik yorumlar geldi

Erkeklerin sertleşme sorununa herkes espri ile yanıt verdi
Ve en güzeli konunun kadınlara danışılması oldu
Hepimizin (ben de dahil) hayatının çeşitli evrelerinde en azından bir kere yaşadığımız veya yaşayacağımız bir konunun en azından gırgıra alınması güzel bir şeydi
Keşke olay başımıza geldiğinde de aynı esprili tepkiyi verebilseydik
“Hayatım,greve gittim” felan gibi

Kadınların istenmeyen tüyleri neden bu kadar istedikleri üzerine yazılmış kısacık yazıdan anladım ki;
Bayanların özel sorunlarına karışmayacaksın arkadaş
Erkeklere ne yahu ?

Hanımlar özür dilerim
Bir daha elimden geldiğince kıl tüy yazı yazmamaya çalışacağım : )

Ve son yazı
Dinle ilgili ortaya ufacık bir kıvılcım atınca fikirler uçuştu
Söz konusu din olunca kimseyi gücendirmeden bir şeyler yazmak mümkün değil
En ufak espriniz dahi kişilerin kırılmasına yol açıyor

Bu blogta din üzerine daha önce de yazılar yazdım
Her seferinde de aynı tedirginliği yaşadım

Çok hassas bir konu
Ne kadar kimseyi kırmadan bir şeyler yazayım deseniz de illaki sinirlenmeler oluyor
Sinirlenenler olacak diye aklıma gelenleri yazmayacak bir adam da değilim
İki arada bir derede yazılar oluyor sonuçta

İnsanların siyasi görüşlerini değiştirebilirsiniz
Tuttuğu takımları değiştirtebilirsiniz
Küfür ettiğiniz insanla yeniden barışabilirsiniz
Her şey değişebilir
Değişmeyen tek şey değişim

Diye olmuyor işte
İnanç konusunda bir insanı yerinden kımıldatmanız çok zor
Herkes kendince haklı
Herkes fikri savunmaktan çok karşı düşüncenin çürütülmesinden yana
Belki de fikir tartışmasında savunmadan çok saldırının yapıldığı tek münazara ortamı

Olsun

İleride belki gene açılır konu
Gene bir şeyler söyler herkes
Aşk,börtü,böcek üzerine bir şeyler yazıp “yüreğim kıpırdadı” yorumundan daha hoşuma gidiyor insanların tepki vermesi
(Tepki kötü anlamda değil,kımıldanma anlamında)

Yazıyı okuyup yorum yapma nezaketini gösteren herkese teşekkür ederim

Varsa Bittim :)

Pazar günü aldım elime içkiyi
Oturdum balkona
Bir de sigara yaktım
Başladım düşünmeye

Bugüne kadar hep Tanrı yok diye söylendim durdum

Ya varsa ?

Hepimizin korkuları vardır bazı olayların olmasına yönelik

Aman denizde açılmayalım,ya boğulursak
Ya evde yangın çıkarsa
Ya kaza yaparsak

Neredeyse bütün korkuların ucu ölüme dayalı
En korkulan şey
Ölüm

Ama düşünsenize,aklıma gelen şey ölümden öte

Ya tanrı varsa !!!

Hani ölmekle de kurtulamıyor insan
Aslında daha doğrusu,ölünce kurtulamıyor insan

Süklüm püklüm çıkarım herhalde karşısına

Gel bakalım Alper efendi
Ne yaptın anlat !

Hani anlatmama da gerek yok söylenenlere göre
Zaten hepsi onun yazdığı kaderden başıma gelecek ama
Olur a,soracağı tuttu muhabbet olsun diye

Lan ne anlatabilirim ki ?
Bir şey saklayamazsın
Lafı kıvıramazsın
Kem küm edemezsin

Hiç öyle “inşallah tanrı vardır,tanrının olması ölümden sonra yaşamın olmasını da sağlar” cılardan değilim

Yani ölümden sonra bir şeyler olmaması,geriye dönüp 40 senede yediğim haltlara bakınca daha iyi geliyor

Öldüm mü ?
Öldüm
Yaptıklarım yanıma kar mı kaldı ?
Evet
İyi,siz sağ ben selamet

Ama ya varsa ?

Acaba ateistlerin aklına geliyor mudur arada bir tanrı korkusu !
Bir sürü insan tanıdım yaşlandıkça ufaktan dua etmeye başlayan
Bahane de hazır
Öbür taraf yoksa dua etmemin bana bir maliyeti yok
Varsa son anda yırtmış olurum

Yırtmak ?

Ne oldu inançsızlığın inancı ?
Ha,derseniz ki tanrının karşısına dikildiğin anda ne tavizsizlik kalır ne başka bir şey
Ayrı

- Efendim,ben inanmamıştım ve düşüncelerimden de vazgeçmedim. Çok basiretli davrandım
- Aferin,sıcak bir yeri hak ettin
- Ama ama ...

Olur mu ?
Olur mu olur
Olmaz diye bir şey yok

Ve ben bunları düşünürken akşam üstü internet üzerinden son geyik geldi

Gülgün Feymanla imana gel
Bir sürü ateistin başına imam,haham,rahip vb din adamlarını getirip ateistleri doğru yola sokmaya çalışacaklarmış. Yarışmanın formatı kim kimi hangi dine döndürebilirse

Enteresan geyik (doğru mu bilmem)

Öncelikle, hangi ateist Türkiye gibi bir yerde ekrana çıkıp kendini afişe eder ?
Hangi ateistin poposu bu kadar sağlam ?

Sonra ya din adamları milleti imana getirmeye çalışırken,ateistler din adamlarını yoldan çıkarırlarsa ?
Düşünebiliyor musunuz,rahip cüppeyi yakmaya kalkışıyor,haham sünnetini estetikle düzelttiriyor felan

Ya da millet dinlerden din mi beğenecek ?
- Abi sizin dinin kolaylıkları ne ?
- Valla biz de 30 gün oruç var,günde 5 vakit namaz..
- Uvvvv,peki sizde ?
- Pazar sabahları kilisede şarkı
- Makam ?
- Rap değil herhalde kafir
- Abi siz ?
- Canım bizim dine geçemezsin zaten
- Piki

Çok acaip
Din oldu bitti sömürü konusu olmuştu zaten ama yarışma formatını ilk defa duydum

Çarpılırsınız len !

6 Temmuz 2009 Pazartesi

kıl tüy

Yazdığım konular kıl tüy derken hakikaten kıldan tüyden bahsedelim dedim

Oldu bitti dert
Ama çok enteresan
Sorun kadında oluşmasına rağmen derdi erkeği geriyor

Kadınların istenmeyen tüyleri neden bu kadar istediğine dair geliştirilebilmiş bir teori yok ortada

Reklamlara bakıyorum
Ulan çok basit !
Kadın yapışkanlı etiket gibi bir zımbırtıyı bacağa bir sürtüyor,hooop iki dakikada pırıl pırıl

Zamanında bir arkadaşımın hanımı gece yattıklarında “bacaklarım ağrıyor kocacııım” diye söylenirken,bizim arkadaş “ağrır tabi,o kadar ağırlık aşağı doğru çekiyordur” deyivermişti.

Üç gün konuşmadılar

Hani bir de tüyünü seven bayanlar var

Şirket içinde çalıştığımız bir bayan tüm uyarılara rağmen bıyıklarını aldırmayınca Hakkı (bilen bilir) ile birlikte traş köpüğü ve jilet hediye etmiştik
Epey bir süre konuşmadık
İnsanlık yapalım dedik,elimizde patladı

Neden bozulur ki insan ?
Tüylerin rüzgarlı havada efil efil uçuşması hoş bir görüntü mü ?
Erkeğe karşı bir üstünlük mü sağlanıyor ?
Ya da beğendiği erkeğin karşısına geçip bıyık burmak arzu edilen bir durum mu ?

Garip

Hanımlara sorsan “ya çok uğraştırıyor”
E ben her gün traş oluyorum !
Hanımların ki can da benim ki patlıcan mı ?
Ben de istemez miyim sakalı bıyığı salıp ortalıkta gezinmeyi ?

Konu ile ilgili deyimlerde çok acaip
Tüy dökücü bir kremi elime alıp üzerini okudum
Olayın uygulanacağı yerin ismi “bikini bölgesi” diye geçiyor
Nasıl ya ?
Mayo giyenler ne yapacak ?
Bikini (en az) iki parçadan oluşur
Hangi parçasının bölgesi ?
Hani kullanım kılavuzunun üzerine bir resim konsa anlayacağım ama o da yok
Tamamen insanı ya da hadi insan demeyelim de erkeği merakta bırakan bir prospektüs

Ağdacı terimleri iyice tuhaf

Yarım bacak,paket !

Neeeeeeee ?

Lokantada sipariş verir gibi
“Yarım tavuk,paket edelim,eve götüreceğim”
Neden yarım bacak
Hangi yarım ?
Kalan yarımın günahı ne ?
Hani erkeğin sakalının yarısını kesip keçi sakal bırakması gibi durum mu ?
Bacakta keçi sakal ya da kirli sakal bilinen bir durum da ben mi kaçırdım ?
Ya da “paket” iş bitince bayanın hediye paketi şeklinde eve eşine gönderilmesi mi ?

Yok yok
anlamıyorum

2 Temmuz 2009 Perşembe

Ayıp Araştırma

Hürriyetten bir haber


Türk Androloji Derneği ile Bayer'in erkeklerin cinsel sağlığı üzerine ortaklaşa düzenlediği ‘Erkek Erkeğe Sağlık Konuşuyoruz’ adlı tarama projesi enteresan sonuçler çıkardı

Sertleşme sorunu en az görülen üç il İzmir, Antalya, Trabzon olduğu bildirildi. Sertleşme sorunu en çok görülen üç il Konya, Adana, Gaziantep olarak sıralandı. Türk erkeğinde yaşa bakılmaksızın üç erkeğin ikisinde sertleşme problemi çıktı


İzmir,Antalya,Trabzon araştırma sonuçlarına göre yırtmış
Deniz kenarı memleketleri
Demek ki sulak yerde büyüme ile sertleşme arasında ters orantı var
Aynı evimdeki çiçek gibi
Suyunu verdiğim zaman dipçik gibi maşallah
Böyle bir yapraklar çıkıyor,şöyle bir belini doğrultuyor,çiçek açıyor
Serserinin yüzü gülüyor
Su vermeyi unuttum mu hoooop çiçek yerlerde,sapından bükülüyor
Hani “sapına kadar erkek” lafını insanın “sadece sapına kadar erkek,gerisi sorunlu “ diye değiştiresi geliyor

Bununla birlikte Konya,Adana,Gaziantep kurak memleketler
Su yok
Toprak çorak ve kuru
Adamlar senelerdir yağmur duasına çıkıyorlar
Boşuna değilmiş demek ki su berekettir sözü
Yağmur yağmıyor
E işi sulama kanalıyla da çözemiyorsun
Ne diyeceksin akşam hanıma ?
“Bu yaz çok kurak geçti hanım,kusura bakma”
Ne olacak buraların hali ?
“Konyalıdan başkasına bastırmam” türküsü yalan mı kalacak ?

Bir de işin ikinci kısmı var
Her üç erkekten ikisinde sertleşme sorunu varmış

Bu çok sıkıntılı bir sonuç

Her yöne çekilebilir
Ofiste üç erkeğiz
Bu demek ki aramızda bir kişi problemsiz
Herkese nerelisin dedim,baba tarafından falsoyu yiyen tek ben çıktım
Üçün biri bana düştü

Babam Gaziantep doğumlu

Sertleşme sorunu babadan oğula geçen bir durum mu acaba ?
Hani babalar oğullarını karşılarına alıp derler ya “sana tertemiz bir soyad bıraktım” diye
Geriye dönük düşünüyorum,babam bana “sana yumuşacık bir gelecek bıraktım” dedi mi diye
Aklıma da gelmiyor

Acaba psikolojik olarak etkilenir miyim ki ?
“Kusura bakmayın ,ben Gaziantepliymişiiiiiim,buraya kadarmış” der miyim ?
Ya da Gaziantep bu araştırmadan sonra şehitantep olarak anılır mı ?
Bu araştırmaya dayanarak bir gün “Gayziantep’li misin” diye sorarlarsa çekip vurur muyum ?
Vururum
Sertleşme sorunum olabileceği ihtimali,sert erkek olduğum gerçeğini değiştirmez
Cırmalarım adamı,tırmalarım,ısırırım ...

Ne diyorum lan ben ?

Çok acaip

Senelerdir sert adamlığımızla ,taş fırın erkekliğimizle övünen bir ırk olarak bu araştırma çoook hırpaladı beni
Tez zamanda İzmir’e taşınıyorum
Geleceğimi kurtarmam lazım

NOT
Blog yazarları listemde üçten fazla erkek var,istatiksel açıdan araştırmaya tabi sayılmayız

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Arzular Şelale,İstekler Bahane

Hayatta hep yapmayı istediğim şeyler var
Esasında çok atla deve değil diyeceğim ama
Bir tanesi atla ilgili

40 yaşındayım
Daha ata binmek nasip olmadı
(Hakkı (bilen bilir) tersinin daha rahat uygulanabilir olduğu konusunda iddialı ama yüz vermedim)
Ama yapmak istediğim at biniş şekli öyle uzun çizmeler,kafada kolej kepi,elde kırbaç,çıtkırıldım mizansenler felan gibi değil
Böyle bayaaa Malkoçoğlu modeliyle,göbek deliğime kadar açık bir göynek,bir el dizginlerdeyken bir el mutlak surette boşta (cep telefonu kullanabilmek için) , atın böğrüne tekmelerimi vura vura “hoydaaaa” diye koşturmak
Kimin ne diyeceği de önemli değil
Hani bana seslensinler “ Alpeeeeeer” diye
Lagadak lugadak önlerinden geçeyim “hoydaaaaaaa” diye
Beyaz atın üzerindeki yakışıklı prensten çok,köyün ağasının oğlu pozisyonunda durayım önlerinde
- Ne var len ?
- Hoşgelmişsin yiğidim. Marjinal maliyet eğrisi çıkaracağdık ama atın bir soluklanıp yemlensin hele
- Bürsssssss !

Süper hayal,süper istek

Sonra Paris hayalim var (Hiltonlu değil)
Hani ne halt edeceğim belli değil yaban ellerinde
Hadi Macaristanı yarı buçuk ingilizcemle hallettim ama Paris öyle değil
İnsanlarla konuşurken gargara yapar gibi sesler çıkarmam lazım
“bonsuvaaaaaaağğğğğğğğrrrrrrğğğğğğğğ”
Yoldan geçen her kadına hemen sarkmam gerek
Şarapları tadıp tadıp “hımmm,şap şep şüp,beğenmedim” demem şart
Ama hayal işte
Cafelerde oturup,müzik dinleyip “ulan hayatın anlamı bu mu yoksa” diye sorabileceğim bir yer

Sonra sonra
Merve İldeniz’le ilgili bir hayalim var
Şaşırmayın
Çocukluğumun platonik aşkı
Biliyorum ki,90 ların başında ayak üstü tanışıp konuştuğum gencecik kadından çok daha farklı artık
Sırf evinde beslediği yılan bile yeter hayallerimi bitirmeye ama
Kısmet

Yazıyı yazarken fark ettim ki aslında çok da uç noktalar değilmiş istediklerim
Merve ile birlikte Paris’e gidip ata binebilirim
Üçü de aradan çıkmış olur