26 Mart 2009 Perşembe

105. Blog Tabyası (Çin Prensesi) 17. Bölüm

Ortalık mahşer yeri
Tavandan düşen parçalar kimsenin kaçmasına fırsat tanımıyor
Yerde büyük yarıklar açılmış
Taşlardan kaçan halk yarıklara düşüyor
Cehennem varsa herhalde onu yaşıyoruz

Şeref locasına bakıyorum
Toz duman
Hiç kimsenin kurtulmasına imkan yok
Genel sekreterin çarpılmış bacağı görünüyor taşların arasından
Ataleti kolundan çekiştirerek yüzüne bakıyorum
Kafasını sallıyor

Nasıl olur bütün bunlar

Yıkım başladığı hızda duruyor
Salonun her yerinden inleme sesleri var
Kurtulan bir avuç insan ne yapacağını bilemez durumda birbirlerine bakıyor

Grup olarak tavandaki deliğin altında kalmamız hayatımızı kurtardı

Ataletin yanımda ayağa kalktığını fark ediyorum
O kadar yıkımın içinde olanca azametiyle dikiliyor
Cidden tanrısal bir görüntü içinde

Depremden sağ kurtulan Çinliler çevremize yavaş yavaş toplanmaya başlıyor
İlk gelen tökezleyerek yere eğilip secdeye varıyor
Onu görenler secdeye varmakta gecikmiyor
Önce fısıltı halinde gelen bir sözcük yavaşça bütün ağızlara yayılıyor
- Tanrıçaaaaa !
Çinlilerin gözü korkudan bir şey görmüyor

Ayağa kalkıp gruba bakıyorum
Aramıza girmiş bir tane Çinliyi fark ediyorum
Belinden dürtmemle bağırması bir oluyor
- Dürtme teğmen
- Nefer ? Len Çinli gibi sapsarısın ?
- Korkudan betim benzim attı !
Hey allaaam
Yavaş yavaş grup ayağa kalkıyor
Prenses Bitti,Saklanansan,Gerging,Yunus ve Çinli Çağlar
- Bu renk kalıcı mıdır teğmen ?
- Ben sana ne diyeyim !
Atalet çevresinde secde etmiş Çinlilere dönüp gücünün yettiğince bağırıyor
- Şimdi inandınız mı tanğıça olduğuma ?
- Biz ettik sen etme tanrıçam
- Biğ depğem daha isteğ misiniz ?
- İstemezüüüüük
- Yangın ? Eğozyon ? Sel ?
- Ay sel deyince içim bir tuhaf oldu prensesim !
Saklanansan anlamadığımız bir şeyler söylüyor. İlgilenen olmuyor
- İsteğ misiniz ayol ?
- İstemezüüüüüüük
- Ay bak ölümü göğün. Cidden istiyoğsanız hemen yapağım
- Tanrıçaaaaaaa !
- Eh peki baği. O zaman istekleğim vağ.
- Ne istersen tanrıça
Nefer Ataletin elinden mikrofonu kapıp bağırıyor
- Önce kelime-i şehadet getireceksiniz kefereler !
- Hööööööy ?
- Sonra sünnet olacaksınız !
- Yuuuuuuuuh ! Pipi düşmanı ! Biz tanrıçamızı isteriz
Ataletin gözlerinde pırıltılar dolaşıyor. Çağlardan mikrofonu ters bir bakışla alıp kalabalığa bağırıyor
- Önce biğ gemi istiyoğum
- Hemen bir balıkçı teknesi ayarlarız tanrıçam
- Höööööööyt ! Ne balığı ayol. Yat isteğim. Bak geliyo depğem
Ellerini havaya kaldırması, Çinlilerin akıllarının başlarından gitmesine yetiyor
- Aman aman. Hallederiz tanrıça
- Sonğa halis ipekleğ isteğim. Böyle hediyelik felan
- Ona da okey
- Çin malı istemem ama
- Nasıl ?
- Ha ha ha. Şaka yaptım ayol. Tanğıçanız şakacı afacanlağ. Ayol,beni yoğmayın işte. Hediyelik ne vağsa yatın içine atın. Bizi de acele yolcu edin. İşim gücüm vağ benim
Halk bir anda koşturmaya başlıyor. Tanrıçayı kızdırmak en son istedikleri şey

Büyük bir korku içinde salondan çıkmamız için yolları açıyorlar
Salon dışına çıktımızda görünen manzara dehşet verici
Taş taş üstünde kalmamış
Doktora bakıyorum,üzüntülü
- Bazen kaçıyoğ elimden ! Oldu biğ keğe ne yapalım !
Eh
Sonuçta kendileri kaşındılar. Baştan dedik biz onlara, bizi bırakın diye
Geçtiğimiz yollarda halk önümüzde eğilerek uğurluyor bizi
Çağlar prenses Bittinin yanında konuşup duruyor
- Prensesim bakın,sizin için rengimi bile değiştirdim. Artık evlenmemiz için engel kalmadı.
- Ay boyun kaç senin ?
- 1,75 ten 1,80
- Hah . Dişimin kovuğuna yetmezsin ayol
- Ama nikahımızı da tanrıça kıyar !
Tanrıça !
Cidden neler oldu burada ?

*****************************

- Bütün bunlara inanmamızı mı bekliyorsun teğmen ?
- Çin büyükelçinize bir mesaj atarsanız depremi doğrulayacaktır efendim
Mahkemede inanılmaz bir sessizlik var
Biliyorum, anlattıklarım inanılır gibi değil ama oldu işte
Yaşadım
- Peki nasıl olduğunu sordun mu teğmen ?
- Neyin efendim ?
- Neyin olacak adam ! Cidden depremi Atalet mi yaptı ? Sormadın mı ?
Şu ana kadar cevap vermek istemediğim bütün sorulara devlet sırrı demiştim
İlk defa mahkemeye yalan söylüyorum
- Sormadım efendim. Orada her ne olduysa o an yaşandı bitti. Atalet neyi nasıl yaptıysa sırrı kendisinde
- Sormadın yani
Sağlam gözümle mahkeme başkanının gözünün içine bakıyorum
- Sormadım efendim. Ataletin yarattığı depremi sormak bana düşmez
Sözlerimin saçmalığını bile sorgulamıyorlar
Başkan kafasını önüne eğiyor. Defterine bir şeyler karalıyor. Sonra kafasını kaldırıyor
- İdam !
- Efendim ?
- Teğmen önümüzdeki hafta asılarak idam edilmenize karar verilmiştir
- Ama …
- Ne aması lan ? Siz daha ülkeye gelmeden yeni seçilen genel sekreterden bir mektup geldi. Depremden falan bahsetmiyor ama yaptıklarınız yüzünden adam ağzına geleni söylemiş armut !
Devletler arası diplomasiye bak !
- Bir anama sövmediği kalmış elin Çinlisinin. Bu devlet bunlara layık mı ? Cevap ver teğmen !
- Değil efendim
Göğsümü dikleştirip asker duruşuna geçiyorum
- Ben ne yaptıysam devlet için yaptım. Eğer ilişkileri düzeltme adına asılmam gerekiyorsa seve seve canımı veririm
- Traş yapma. Ben dedim zaten idam diye. Haydi hayırlı olsun
Elinde tuttuğu kalemi çat diye ortadan kırıyor
Anaaaaa !
Ciddi ciddi idamıma karar verildi
İki yanımdaki askerlerin çekiştirmesiyle süklüm püklüm salondan çıkıyorum
İdam
Boynumdan ip mi geçer,kurşuna mı dizilirim ?
Kurşun nasıl dizilir ki ?
- Teğmen !
Başkan cüppesinin eteklerini toplayarak yanıma koşturuyor. Elinin bir hareketiyle askerler biraz uzağa gidiyor. Çevresine bakınıp kimsenin duyamayacağından emin olunca kulağıma fısıldayarak konuşuyor
- Bana bak. Tanrıça ayakları falan iyi tamam da,deprem öyle löp diye olmaz
- Olmaz efendim
- Bak evladım. Ben senin baban sayılırım
- Babam ? İdam verdiniz efendim !
- Baba oğul arasında olur böyle şeyler. Bak meraktan karnım şişer. Hadi beni kırma da şu işin nasıl olduğunu söyle bana
- Efendim,içeride de dedim
- Oğlum sormuşsundur sen doktora işin sırrını. Lan çok merak ettim be !
Kafamı dikleştirip yüzüne bakıyorum. Hakikaten meraklanmış
Ama yok
Yağma yok
Bu benle Ataletin sırrı. Söyleyemem
- Kusura bakmayın efendim. Bilmiyorum
Sinirini görmek hoşuma gidiyor. Askerlere göz ucuyla işaret ediyorum. Gelip koluma giriyorlar.
Dimdik hücreme gitmek için yola çıkıyorum

Gözünüz Aydın,kulağınız Manisa.
Yarın bitiyor

9 yorum:

Çağlar dedi ki...

o kadar sütün beni sarartacağını biliyordum zaten :D

ATALET dedi ki...

20 olmazsa jartiyer giymem =P sööliyim....

hahaha..
valla benim de deprem planlarım var.. biliyo musun..
şööle küçük çağlı tek kişilik bi deprem düşünüyorum..
yarın ataletten öğrenirirm artık..=)

alpernatif dedi ki...

Çağlaaaaaar
Kemik erimesi mi,sarı renk mi
seçim senin :D

Ataletim
son bölüm uzun,ikiye bölünebilir
e bunun sonsöz yazısı da var
zaten 20 bölüm çıkar
Hatta jartiyer uğruna her gün tek satır bile yayınlayabilirim :))))

.. dedi ki...

sana idam veren elin adamına söyleyecek değilsin tabi ama...
hadi be hacı be!!!
bize söyle bari, nasıl oldu o deprem, atalet neden saate bakıp duruyordu, deprem dede'den tiyo mu almış, noolmuş?

Kedi Narnia dedi ki...

ya harbiden atalet deprem çıkardı dimi? ve ben nasıl çıkardığını yazı aralarında kaçırmadım dimi? hani hikaye çok uzun olunca gözden kaçmış olabilir mi diye soruyorum :P bu gidişle koşa koşa atalete koşup önünde secde edeceğim haberin olsun alper. o derece inanır oldum tanrıça olduğunu ;)

Adsız dedi ki...

abooo sen naptın böle tabyaları artırmışssın nasıl çıkcam işin içinden haaa.hiç mi düşünmüyosun beni? iş seyahatindeydim bi döndüm o da ne .of of.
-tukarikashi-

carpediem dedi ki...

karnı şişsin de
patlasın,
söyleme alper...
kahramana yapılır mı bu,
idam ha,çatlasın patlasın,
sürünsün,merakından...

Adsız dedi ki...

nereye bağlanacak du bakalım:))

büyük sırrı öğreneceğiz galiba..

bitti dedi ki...

hernekadar aldatılmış bir prenses olsam da
kahranmanımın idamına göz yumamam
gerçi kahramanın atalet olması daha kuvvetle muhtemel ama=)))))))