27 Temmuz 2008 Pazar

Macaristan'da Son Osmanlı 6 (Benden Sonrası Osmansız)

(Bu şarkı Macaristan’da benim aşık olduğum onlarca ve bana aşık olan binlerce Macar kadınına armağanımdır)

Sabahın körü
Artık kalkabilme yetilerimi yitirmiş durumdayım
40 yaşın getirdiği vücut yorgunluğu iki gece üstüste sürünmeme bu kadar izin veriyor
Ama kalkmalıyım. Benden macera bekleyen bir blog milleti var
Oda arkadaşım çoktan kalkıp aşağılara inmiş bile. Eziyetli bir tuvalet sonrası (burdaki tahret meselesine getirdiğim çözümü kimselere anlatmadım,anlatamayacağım da herhalde) giyinip aşağı atıyorum kendimi.
Artık domuz eti yememe kimse ses çıkarmıyor. Topluluk her şeyi boşvermiş durumda. Zaten kimsede ayakta duracak halde yok. Bir tek grubun kadınımsıları gayet ayık görünüyor. Her gece saat 10.00 da yataktalar. Meraklı meraklı bakıyorlar ama erkeklerin bir şey anlatacak halleri yok.
Kahvaltıyı edip tıpış tıpış otobüse biniyoruz. Neresi varmış bugün? Estergon kalesi. Hah. Atalarımızın yolundayız. Biraz mesafe olduğu için rehber eline mikrofonu alıp başlıyor tarihçe anlatmaya. Herkes uyuduğu için bozuluyor. Konuşmayı kesip teybe mehter marşını koyuyor.
- Sizi havaya sokmak için çalıyorum !
Ulen ibiş. Bu müziği gece otelden çıkarken çalsana ,hepimiz aslan kesilelim !
Hoca yan koltuktan tepeme nasıl çıkarım dertleri içinde kıpır kıpır. Koltuğumda diklenip bu fırsatı vermiyorum,bozuluyor. Len zaten kendimi zor taşıyorum,ikinci adamı nasıl taşıyayım ?
Paldır küldür giriyoruz estergona. Kale dediysem artık ortalıkta kale male kalmamış. Üç beş taş yığını. Bizimkiler mi yıkmış,sonra gelenler mi dümdüz etmiş kaynıyor
Aylak aylak kaleyi gezip otobüse geri biniyoruz. Vakit öğleni bulmuş
- Acıktııııık
- Sizi çok değişik bir restorana götürüyorum ! Reneıssance restoran
- Çok değişik domuz eti istemezüüüük
- Yok,merak etmeyin domuz yok. Günün yemeği kremalı ceylan çorbası.
- Domuz ceylanı da istemezüüüüüük !!!!
- Vela havle
Göl kıyısı gibi bir yerde otobüsten atlayıp restorana giriyoruz.
İnanılmaz bir yerİçerisi eski rönesans şatoları gibi düzenlenmiş. Garsonların kıyafetleri o devre uygun. Masalara oturduğumuz anda kartondan yapılmış bir kral tacı ve mavi bir yemek önlüğü ellerimize tutuşturuluyor. Bunları takmayana yemek servisi yok




( Sol yanımda hocam )

Koca koca adamlar,keyifle tacları kafamıza geçirip oturuyoruz. Yemeğin ilk sürprizi sınırsız şarap. Testiler önümüze konuyor. Hocayla sarılıyoruz testilere. Enfes bir şarap. Hakikaten Macar kadını ve şarabı haklı bir üne sahip.
Önce palinka isminde şatlık içkiler geliyor masaya. Bir nevi likör. Bu ballısıymış. Kafaya dikiyoruz,hoca beğeniyor.
- Nefis bir içki Alper bey. Rakıyla güzel gider
- Çüş be hocam !
Palinkanın peşinden günün yemeği kremalı ceylan çorbası masaya büyük kaselerde geliyor. Herkes birbirine bakıp duruyor. Bir kurban lazım !
Evet :D
Kepçeyi alıp çorbayı kaseye dolduruyorum. İçine de biraz Macarların çok acı dediği biber salçası gibi bir şeyden katıyorum. (Bu çok acı biber salçasını Macarlar ağlayarak yerken,isot misot bok püsür bir sürü acı şeyi yutan yurdum insanı tatlı niyetine götürüyor). Çorbanın içinde ceylan etleri ve top hamurlar yüzeye çıkıyor. Yaradana sığınıp bir kaşık alıyorum
Abartmıyorum hayatımda yediğim en lezzetli yiyeceklerden birisi
Ben çalakaşık gidince millet abanıyor. Harikulade bir şey (Hakikaten tatmanızı isterim)
Çorba sonrası tandır,tatlı ve espressomuzu mideye indirip,rönesans devri kıyafetlerle de resim çektirip atıyoruz kendimizi otobüse
Oh be
Acaip doyduk
- Sırada Szentendre kasabası var. Alışveriş için uğrayacağız.
- Pazarlık yaparlar mı ?
- En çok % 5 düşerler.
- Daha Türkleri tanımıyorlar
Tanıyorlarmış !!!
Pazarlığa giriştiğiniz anda 20 € denen şeyi 25 € ya alabiliyorsunuz. Elalem bizden kurnaz valla

Hoca bu sefer ilişkimizin dozunu abartıyor da abartıyor
Karısına kehribar kolye almak niyetinde ama 100 € dan başlayan kolyeleri de en fazla 20 ytl ye alma isteğinde
Sonradan rehberden göğüslerine silikon yaptırdığını öğrendiğimiz dehşet sarışın bir kuyumcuya tosluyoruz. Kuyumcunun her söylediği rakama itiraz ediyoruz. Biz itiraz ettikçe o öne doğru eğiliyor ve gömlek frikiğini abartıyor. O abarttıkça biz fiyatı geri yükseltiyoruz
- Hav maç ?
- 120 €
- Ekspensive yani,iskonto ?
Kuyumcu öne,hooop göğüsler fora
- 120 eder aslında,130 € ya olmaz mı?
- 140 €
- Çüşün macarcası ne?
Hoop göğüsler yine fora
- İyi,iyi. 140 € iyi. Türkiyede bu fiyata alamayız valla
- 140 tan aşağı olmaz mı ?
Bu sefer yukarıdan bakarak göbek deliğini görüyorum
- 150 € ya çıktı hocam
- Ne diyorsun Alper bey?
- Buyrun bir de siz bakın !
Sanırım hoca göbek deliğinden de ötesini görüyor
- 200 € yu verip kaçalım Alper bey
ne idüğü belirsiz taşlara bir ton para bayılıp memnun mesut ayrılıyoruz kuyumcudan.
Aslında rehberin bahsettiği,benim de gezmek istediğim bir yer daha var. Badem ezmesi müzesi (Yanlış okumadınız) vatandaşın biri,badem ezmesinden ünlülerin birebir heykelinden tutun,parlamento binasına varıncaya kadar her şeyin maketini yapmış ve müzesini açmış. (Daha da tuhafı Macaristan’da badem yetişmiyor. Badem İspanya’dan alınıp bu ülkede işleniyor). Müzeye gitmek istiyorum ama hocanın silikonlu kehribar tutkusu yüzünden vaktimiz kalmıyor ve kös kös otobüse dönüyoruz. Sinirlendiğimi görerek gönlümü almaya çalışıyor.
- Ben size Türkiye’de acı badem ezmesi ısmarlarım
Ulaaaan ...

Yolumuz otel sonrası Borkatakomba restoran’da akşam yemeği
Borkatakomba aslında bir şarap mahzeni. 40 küsür km. (yine yanlış okumadınız) şarap mahseninin uzunluğu. Dünyanın en büyük şarap fıçısı (120.000 lt. lik) burada. 136 çeşit şarap var. Kısa bir bilgilendirmeden sonra dalıyoruz restorana. İlk girişe çok büyük şarap fıçılarının içine dörder kişilik masalar koymuşlar. İnsanlar içinde yemek yiyor. Biz daha arka tarafa alınıyoruz. Öğlen başlayan şarap sefamız gene devam ediyor. Şarap sınırsız. Bir ordan bir burdan derken dut gibi oluyorum. Geniş kanatların diye bir şarkıya başlayacakken omuzumda bir el hissediyorum. Alıştım artık. Kesin hocanın eli diye içkili kafa dönüyorum. Sempatik bir macar kızı omuzumdan hafifçe sarılıyor !!!
Ben evlenme teklif etmek üzereyken karşımdan bir fotoğrafçı lök diye resmimi çekiyor. Ahan da komplo. Macar hükümeti karıma resimleri gösterip benden para sızdıracak. Hööööyt !!! Osmanlılığım tutuyor. Budapeşteyi yerle bir edecekken benim kız başkasına sarılıyor,onla da resim çektiriyor. Anaaaaaaa !!! Ya Macar hükümeti çok parasız ya da beş dakika da aldattı beni şıfrıntı ! İşin kötüsü herkes kızı sahiplenmiş durumda. Millet birbirine daldı dalacakAllahtan rehber yanımızda bitip konuyu aktarıyor. Kızcağızla çekilen resim bir şarap şişesine yapıştırılıyor. Çıkışta isterseniz şişeyi 10 € verip alabiliyorsunuz. Vay lan ! Serbest ekonomiye hızlı geçiş !



İş tam karşımda oturan oda arkadaşıma gelince konunun rengi değişiyor
- Benim tuvalete gitmem lazım !
- Kız sarılacak diye mi tedirgin oldun
- Yok. İçki şişesinin üzerinde resmim olmaz. Günah.
- Manyak mısın len?
- Günah abi. Sen de çektirme
- Ulan ilk gece sen benimle beraber strip kulübe gelmedin mi?
- O başka bu başka ?

????????
Şaka gibi.
Ciddi ciddi sıra kendisine gelirken fırlayıp dışarı çıkıyor. Kapıdan arada bir kaçamak bakışlar atarak kızcağızın salondan çıkmasını bekliyor
Ölür müsün öldürür müsün !
Hoca yanımdan başlıyor yüksek sesle ağzına geleni saymaya.
(Burada bir ara not. Hocayı şu ana kadar koala gibi tanıtmama rağmen, gericiliğe katı bir biçimde karşı, köküne kadar Atatürk’çü, geçmişi burda anlatamayacağım ölçüde hafif karanlık, ters koşullar içinde pek karşılaşmak istemeyeceğiniz iyi bir insan. İşin koala kısmı yabancı bir ülkede dilsiz kalmaktan,insanlarla kolay iletişim kuramamasından ve illaki benim abartımdan kaynaklanıyor)
Macaristan yerel dansları eşliğinde çok güzel ve doyurucu bir yemekten sonra sallana sallana çıkıyoruz restorandan
Ne vaktiiiiiii ?

Free taaaaaaaaaaym

Ufaktan rehbere yanaşıyorum gece nereye gidelim diye.
O da içkinin tesiri ile sırıtarak anlatıyor,ağzım açık kalıyor.
Cumartesi geceleri Budapeşte’de özel kişilerin gittiği bir parti var.
Kapıdan adam başı 100 € verip içeri giriyorsunuz. İçeride eşleriyle ya da sevgilileriyle gelmiş insanlar var. Belli bir saatten sonra kim kimi beğenirse onunla beraber oluyor. Ancak herkesi içeri almıyorlar. Tanıdığınız olması lazım.
Rehbere seni tanıyorlar mı diyorum,beni herkes tanır diye bir yanıt geliyor.
Tam ağzımı açıcam,omuz üzerimden bir ayet iniyor
- Tamam oraya gidelim
- ?????
Ben hocayı unuttum tabi. Omuz başı meleğim konuşmanın en gerekli yerlerini yakalamış,kıpır kıpır yanımda duruyor
İşin içine hoca girince rehberin yüzü değişiyor. İngilizce “onunla olmaz” diyor. “Dil bilmediği için sıkıntı yaratır, hareketlerini de kontrol edemyiz,ileride benim de girmem sıkıntıya düşer”

Zaten ben de gitmeyecektim : P

Hoca ne konuştuğumuzdan habersiz yanımda hafiften zıplıyor
- Gidelim gidelim. Oraya gidelim
- Gidemezmişiz !
- Niye ?
- Her zaman öyle Macar kadını gelmiyormuş. Arada bir yaşlıları da geliyormuş. Kumar yani
- Olsun !
- Paranıza yazık hocam
- Para benim para yahu !
- E benimde param var ?
- Siz istemiyorsanız ben tek giderim !
Vaaaaay !
Hoca koalalıktan panterliğe terfi etti. Yurdum insanının ayakları üstünde durma vakti
- Diliniz yok hocam !
- Ben anlaşırım
Kestirip atıyorum
- Rehber olmaz diyor
Hocanın suratı asılıyor,ben rehbere dönüyorum başka neresi var diye.
Yakınımızda Budapeştenin lüks bir diskoteği varmış. Rio disko. Giriş paralı ama gelenler sosyetiktir diyor
Cebime bakıyorum forintler bugünkü alışveriş sonrası boyunları bükük sırıtıyorlar. Kumarhaneye gitseeeem ... !
- Hocam ben kumarhaneye gidiyorum
- E peki geleyim bari !
Yok
Bizde tekil olma olayı yok. Biz hocayla 15 sene arayla yapışık ikiz doğduk (nasıl yaptıysak) Gene 15 sene arayla yapışık ikiz olarak öleceğiz. (nasıl yapacaksak)
Ya sabır deyip topallayarak yürümeye başlıyorum. Sol bileğim artık azap verir biçimde sancıyor ama dayanmam lazım. Son gün.
İyi kötü yolları öğrendim. 20 dakika sonra ben önde hoca arkamda aynı kumarhaneden dalıyoruz içeri.
Bu sefer kimseye bir şey sormadan geçip oturuyorum makinanın başına. Hocaya da kısa bir oryantasyon geçiyorum. Çabuk kapıyor. Eski kulağı kesiklerden. İllegal ne varsa adam götürüyor
Çevrede geçen geceki amazon garsonu arıyorum,yok...
İçeceğim içki önemli değil,getirecek garson önemli. Sarışınların en sarısını gözüme kestirip içkileri de söylüyorum. İçkilerde gelince başlıyorum oynamaya. Kendimce bir oyun stilim var. Çok küçük küçük oynayıp,bir anda yüklüce parayı basıyorum. Sonra tekrar ufağa dönüyorum
Manasız sistem daha da manasızca tutuyor gene. 80 ytl ye yakın para kredimde birikiyor. Disko için yeter de artar bile. Paraları döktürüp hocaya gidiyorum . Yuuh !!! Hoca 200 ytl filan içeride. İçeri gireli 1 saatten fazla olmadı.sanki kaybettiği benim parammış gibi mahçup mahçup “ Beni iyi ki ilk günden buraya getirmemişsiniz Alper bey” diyor. “Paraları buraya gömerdim”
Zorlukla masanın başından kaldırıp dışarı çıkarıyorum. Bütün gün içtiğimiz içkilerin üstüne kumarhane de eklenince alkolümüzde biraz kan dolaşır vaziyete geliyoruz. Şimdi hocayı ekmek lazım ama ektiğim yerden bire beş verme ihtimali var
Daha ben ağzımı açmadan 20 yaşlarında bir genç kız konuşmalarımıza kulak kabartmış,tepemize atlıyor
- Gassaray !
Ha ha. Bu sefer hazırlıklıyım. Sırıtıp teşekkür ediyorum ama kızda hiç fahişe havası yok. Elindeki broşürleri gözümüze sokmaya çalışıyor. Nazlanmadan alıp bakıyoruz. Başka bir striptiz kulübün broşürleri. Tuhafımıza gidiyor. 20 li yaşlarında , her gün sokakta rastlayabileceğiniz türden çıtıpıtı bir genç kız , büyük ihtimal kendisi bulaşmadan seks satıyor.
Kızın türlü yalvarmalarına aldırmadan broşürleri verip ilerliyoruz. İlerliyoruz ama hoca bitlendi bir kere
- Geçen gece ki kulübe gidelim mi?
- Hocam ben diskoya gidiyorum
- Siz yokken ben dün de gitmiştim
- Vaaaaaaay !!!
- Beni yalnız bırakmayın
Saate bakıyorum. Daha gecenin 11 i filan. Diskotek yeni yeni dolmaya başlamıştır. Bir saat hocayla takılırım
Peki deyip sarhoş topal hocanın peşinden yürüyorum. Hoca bu sefer bilirkişi gibi sektirmeden kulübü buluyor ve içeri dalıyoruz
Bu sefer bilinçli tüketiciyiz
Korumalara sırıtıp direk masaya öturup biraları söylüyoruz. Barın sahibi kadın geçen gece beni rehberin yanında gördüğünden sırıtarak öpücük gönderiyor. Tadını kaçırmadan gülümsüyorum.
Ortam aynı ama kızların bir kısmı değişik. Osman’ın ilk aşkı gözlüklü, gözlüklerini çıkarmış. Selam veriyorum,hemen masaya geliyor.
Masaya o kadar ters oturduk ki o kadar olur. Ben masanın yanıma ulaşılamayacak tarafındayım,hoca tam giriş kısmında. Ne olursa hocanın üzerinden yapılma durumunda. Hali ile kız önce ona yanaşıyor,hocanın kafa önde
Kız hocanın kolunu okşayarak yanına oturup
- High
Diyor.

Bu noktayı gerçek hali ile anlatabilmemin imkanı yok. Sadece orada olmanız lazım.

Kızın merhebesına hocadan inanılmaz yüksek bir “ NOOOO” sesi çıkıyor
O gürültüde herkes bize dönüyor. Kız da afallamış durumda.
Gülmekten masanın altına kaydığımı hissediyorum. Kız şaşkın “ ne hayırı ? Neye hayır “ diye sorup duruyor. Hoca kesilmeyen biçimde “NO” ları tekrar ediyor. Araya girme vaktim geldi
- Neden durmadan hayır diyor
- Özür dilerim. Seks istemediğini söylemeye çalışıyor.
- İyi de seks demedik ki ? Uluslarası kuraldır. Bir sana merhaba deyince sen de ona merhaba dersin
Doğru da merhabayı diyen don sütyen dalyan bir şey olunca insanın da aklına başka bir şey gelmiyor yahu
- Onun adına özür dilerim. İngilizcesi yok
- Çok kabasınız
- !!!!!!
Bu kadar konuşmadan hoca da kıllanmış vaziyette. Eğilip soruyor
- Hay ne demek Alper bey ?
- Merhaba demek
- Hadi ya ? Ben bana merhaba diyen kıza mı hayır dedim ?
- Ehhh
- Bayan !! No no ! Yani yes. Yes hay. Hay ben böyle ingilizcenin
Ve tahminen seks tarihinde bir hayat kadınını küstürmeyi beceren iki Türk olarak yerimiz alıyoruz. Kadın suratını sallayıp Macarca bir şeyler söyleyerek kalkıyor.
Hoca çok dertleniyor
Konuşucam,gülmekten ağzımı açamıyorum. Tam söylenecekken dj den anons geliyor
- Birazdan iki mumlu Erikanın özel şovuuuu...
Bir kadın iki mumla ne yapar ki?

Ne yapmaz ki:D

De ...

Burada bu iş anlatılabilir mi ?
Okur beni ipe çekmez mi?
Webding bu işi kurtarır mı?
Jido gene şifreyi çözücem diye uğraşır mı?
Doktor civanımın bilgisayarı şifreyi çözüp de verir mi?
Dolphine için iki mumlu Erikayı “Cin Alperin maceraları” şeklinde anlatmam gerekir mi?

Devamı mı?
Sıkılmadıysanız sonra ...

11 yorum:

bitti dedi ki...

şarkı mükemmel hastasıyım ile başlayıp
birazını okudum çok yorgunum devamını tatlı tatlı soora okuyacam die devam edip
fotodaki tüm amcaların yanında ışıl ışıl parlamışsın die iltifat edip
selam eder giderim=)))

Kedi Narnia dedi ki...

evet anam mutlaka gerekir! :D anlatacan çaren yok! hem seninki blogistana hizmet gibi birşey bir yerde. düşünsene içimizden birileri tek başına eşini sevgilisini macaristana göndermiş olsa öncesinde ne yaşayabileceğini kestirmek çok mümkün. bir nevi xx hayranlarına bir iyilik diyelim isterseniz :P

yazıyı okurken koptuğum yerleri sıralamak istiyorum hemen. ceylan eti için gönüllü kobay oluşun. osmanın şarap şişesinde resim istemiyor oluşuna karşı çıkma şekli! ahahahaha striptiz başka içki başka he?!!! hakikaten başkalıklarını merak etmekteyim. hocayla yapışık ikiz olma şeklin 15yıl arayla ama :D koptuğum noktadır alper... bir hayat kadınını küstürme konusunda tarihe geçeceğiniz doğrudur. neticede kadın kadındır o kadar kaba olmanın bir manası yoktur :) rehberin ve senin hocanın gitmeye merak srrdığı yere gitmemesi için yaşlı kadın yalanı... len ne diyeyim ... ne diyeyim de okurken yaşadığım hissiyatı şimcik burada klavyeye dökeyim bilemedim valla!!!

:D :D :D

Kedi Narnia dedi ki...

birşey daha

fondaki şarkı lütfen ama lütfen en çoookkk bana gitsiiiiin! iki gündür durup durup onu dinliyordum çünkü :)))

ayrıca hocayla çektirdiğin resim kopardı beni be alper özelliklede kafanızdaki o şapkadan bozma şey :D

Adsız dedi ki...

:D Hazır ve nazır bir şekilde beklemedeyim ... Allammm bu seri bitmesin yaaa..Alper uzat uzatabilidğin kadar lüüffeennnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn ...

Deniz kum güneş üçlemesi bile durduramayacak beni söz rotarsız hergün takip edicem :)

Şarküteri dedi ki...

Şarap şişesine fotoğraf olayı iyimiş hakkaten, turistleri yolmak için dahiyane bir fikir. Yani o kızcağız olmadan fotoğraflarınızı çekmeye kalksalar kesin itiraz ederdiniz. Ama bayan bir iki sarılınca işin rengi değişiyor. Çıkışta da şişeyi kucağınızda buluveriyorsunuz :) Vallahi hoş, öğrendiğim iyi oldu bunu. Bahsettiğin arkadaş için de pekala zemzem suyu şişesi üzerine fotoğraf hizmeti başlatlabilir.

Taharet musluğu olayının kısa vadeli çözümleri mümkün ama uzun vadede malesef bir çaresi yok. Kuru temizleme ve sık duş...

Hocaya hiç olmadı merhabayı, güle güleyi öğreteydiniz de adamcağız mahçup olmayaydı macar bayanlara karşı.

Grup gezmesi bir yerde zevkli ama belli bir süreden sonra sıkıcı olabilir diye düşünmeye başladım. Kendi haritanı alıp sadece kendi sevdiğin yerlere gitmek varken rehberin değneğine tabi olmak... Bir de mecburen yapılan sarılmalar eklenince iyice zor... Ama en azından böyle eğlenceli bir yazı dizisine dönüştüğü için bütün bunların olumlu şeyler olduğunu iddia edebiliriz. Eline sağlık, sonu tahmin edilemeyen bir film izler gibi izlemedeyim...

geçkalmadımki dedi ki...

bekliyoruz 7, 8, 9 ve sonraki bölümleri.. ben koptuğum bölümleri yazsam, yazının tamamını yazmam gerekecek..

sevgiler..

Adsız dedi ki...

Harika bir yazı dizisi oldu.Zevkle ve yüzümde gülücüklerle okuyorum.
Ve bütün bunları okuyunca yine erkek olasım geldi:))))
Ne şanslı yaratıklarsınız siz yahu:)))

Yalnız o mavi önlükler ve şapka hiç olmamış söyleyeyim,Türklüğünüzü gösterip hep beraber isyan etmeliydiniz o kılığa:P

ATALET dedi ki...

mavi önlük işte ancak bu kadar yakışır bir insana =)

hoca.. sıkı savunma içgüdüsü içinde.. yaban ellerde..
kesin bire beş e on da verirdi..
alperim natifim..

bi de..
o mahzen yere ben de gitmiştim =P
ama fotolu şişe yoktu o zamanlar....=)

e bu kadar reklemdan sonra erikasın olmayacak..
webdingden çok.. sana güveniyorum ben anlatımın tadı için..

ha bi de..
pazarlığa bittim ben..=P
elmayı da bööle yedirmiştir kesin havva.. hatta o elma ham bile olabilir.. =D..............

Adsız dedi ki...

aslında pek keyfim yok..
ancak bir husus dikkatimden kaçmadı:
sen 10lara aşık..
1000ler de sana..
alla alla bak seeen? :)

ha bir de,
ilk resimde,
anaokulunda yerli malı haftası kutlamasında gibisiniz.. :)

hamiş: lem bu benim şarkımdır bi kerem.. ben teeee 1 ay önce koydum bunu biloğa da bu kadar tezahürat almadı.. yarabbim beni erkek yaratıcaktın kiiiii..........

Adsız dedi ki...

SANA YAZDIĞIM YORUM DA KAYBOLMUŞ ATALETİMİNKİ GİBİ ..
MAVİ ÖNLÜĞÜNÜN VE TACINI ÇOK YAKIŞTIĞINI, MASADA YILDIZ GİBİ PARLADIĞINI, YAZININ DEVAMINDAN SIKILMAYACAĞIMIZ YAZMIŞTIM ..

bitti dedi ki...

evetttt
neye evettt
okudum yani hepsini hem de
yani
yani satır atlamadım abicim
bazı yerleri iki kez bile okudum
aman maşşallahhh
dalga geçme de
acaip tatlı olmuş bu yazı
koptum ben
hoca süper adammış
ama içinde biraz senin kattığın noktalar var gibi ben sana diim
heee bi de
bu şarkı kimsenin olamaz benim olabilir
şahsen 4 kez canlı performansına iştirak ettiğim shantelin bu parçasını kimselere yar etmem
sabahın 3üne kadar az mı danst ettik o parçalarda
bu kısa nottan soora
yazının en beğendiğim kısımlarına gelelim dicem de
lönk die tüm yazıyı copy paste yaparsam dikkat çeker gibi geldi bana=))