20 Temmuz 2008 Pazar

Fakir Odadaki Küçük Kız

Dış kapıdan içeri uzatıyorum kafamı
Kaç gündür odamı şöyle döşedim böyle döşedim diye anlatıyor
Odasını görme bahanesi ile kaç ay sonra yeniden evindeyim
Her şey tanıdık
Salondaki koltuk bıraktığım gibi
Kültablasında yanan sigara sanki bu evden çıkıp giderken geride bıraktığım sigara. Kokusu geliyor burnuma
Mutfağa geçip oturuyoruz
İlk defa bu masada öpüşmemişiz gibi yabancı duruyor bana
Kahve yapıyor usuldan
Seyrediyorum hareketlerini
Bedenini paylaşırken kıvrandığı gibi süzülüyor mutfağın içinde
Kadınımken bıraktığı kokuyu bırakıyor havada
Hiç acelecilik yok hareketlerinde

Sevgiliyken bir şeyleri kaçırma korkusu içinde hırsla sarılırdık zamana
Şimdi olamayacakların bilincine varmış,zamanın boşa harcanmasının tadını çıkarıyor

Ah be sevgili

Ah be kadınım

Sana sevgilim kadınım demeyeli ne kadar oldu biliyor musun ?
Her sevişme sonrası kulağıma fısıldadığın sevgi sözcüklerini duymayalı kaç ay geçti biliyor musun?
Biliyor musun bu adam senin için kaç gece ağladı sevgili ?
Kaç gece evinin önüne gelip arabada dışarı çıkmanı bekledi
Belki görmekti beklenti,belki kıskançlıkla nereye gideceğini öğrenmek

Kahve kaçamak konuşmalar içinde içiliyor
Her konuşmada geçmiş var
O ne kadar konuşmayı değiştirmek istese de ben ısrarla sözcükleri yaşadığımız günlere getiriyorum
Ellerim ellerinin üzerinde
İtiraz etmiyor
Bacaklarına dokunuyorum
Gene bir itirazı yok,konuşmayı sürdürüyor.

Neden ayrıldığımız üzerine uzun bir konuşmaya giriyorum
Derdim ayrılık değil,yeniden birleşmek
Gülümsüyor
- Odamdaki değişiklikleri görmek ister misin?

Anlattığına göre odayı çok güzel döşemiş
Perdeler,yatak örtüleri,halı,kütüphane
Her şey birinci sınıfmış
Harcadığı zaman ve parayı göstermek istediğini düşünüyorum
Hayır
Asıl sebep bu değil
Asıl sebep artık benim o odadan silindiğimi göstermek istiyor
Kadınım olduktan sonra ikinci beraberliğimiz o odada o yatağın üzerinde oldu

Göstermek istediği değişiklikler benim o odadan sonsuza kadar çıktığım

Sonsuz !

İnsan hayatında nasıl saçma ve büyük bir kelime
Yetmiş sene süren ömürlerimizde her şey sonsuz aslında
Birisinin hayatından çıktığınız anda bir daha geri dönüşünüz yok

Ölseniz de yok !

Arkasından takip edip sıkıntıyla uzatıyorum kafamı odadan içeri
.................
Fakir oda hala fakir olarak karşımda duruyor
Günlerce sözü edilen perdeler ucuz bir kumaş gibi karşımda duruyor
İğreti bir yatak örtüsü beraberliğimizin üzerine çökmüş,
Halı,kütüphane her şey parasızlığın bir göstergesi olarak karşımda uzanıyor
O çok heyecanlı. Yaptığı her şeyi takdir etmemi bekler gibi odanın ortasında dikiliyor
Gözlerinde küçücük umut pırıltıları
Geveleyerek güzel diyorum ama biliyorum ki odadan çıksam bile görüntü gözlerimden silinmeyecek

Fakir bir odanın ortasında umutları ve beklentileri yok edilmiş genç
bir kız

Ve bunlardan ben sorumluyum
Boğazım tıkanan kelimelerle dolu.

Ben sana ne yaptım sevgili !
Ben bize ne yaptım ?

Sen biz olmak için çalışırken ben nasıl engeller getirdim önümüze
Ve nasıl bitirdim herkesin hayallerini

Durgunluğumu anlamayarak sarılıyor odanın ortasında
Aylardan sonra ilk sarılmamız
Kaçamak bir öpücük konduruyor dudaklarıma
Kendi yaptığından çekinerek geriliyor
Hem beni istiyor hem de aynı acıları çekmek isemiyor

Yatağın üzerine oturuyorum,şaşırtarak kucağıma oturuveriyor
Öpecek gibi uzanıyor ancak son saniyede kaçıyor dudaklarımdan

Tek bir cümle çıkıyor ağzından beni kahreden

- Beni neden başkalarına bıraktın Alper ?

Ben ne yaptım be küçük kız ?

Hayatımda hep doğru ve yanlışlarımla boğuştum
Ama bunları yüzüme vurmak için bu fakir oda ve küçük kız mı gerekliydi ?

Öpmek için eğiliyorum,kucağımdan fırlayıp dış kapının önüne koşuyor.

Ne oldu?

Yüzü içinde yaşadığı duygu karmaşalarıyla dolu,kapının arkasına diz çöküyor
Ağlamaya başlıyor
Ayağındaki terlikler hızlı koşusunda yarı yolda çıkakalmış
Bordo çoraplı ayakları birbirine bitişmiş,yüzünü ellerinin arasına almış yere çömelmiş,hıçkıra hıçkıra ağlıyor
- Git evimden !
Diyecek hiçbir şeyim yok
Eğilip bacaklarına sarılıyorum

- Kovma beni.

Gururumun son kırıntılarını yiyorum. Artık elimde başka kağıt yok. Blöf yapamam
Ağlayarak yüzünü tutuyorum. Sarılıp öpüyor. Sonra tekrar ağlamaya başlıyor
- Git,ne olur git. Gelme tekrar
Kalkıp kapıyı açıyorum usuldan
Hala yerde o
Hala ayağa kalkacak gücü yok
Ve hala ağlıyor kaybettirdiklerime

Sürünerek çıkıyorum evden
Aylar önce ne beklentilerle gelirdim ben bu eve
Şimdi ne kırıklıklarla çıkıyorum buradan
Arabaya binerken bile aklımda elden geldiğince silinmeye çalıştığım oda

Kimseyi hakir görmek değil derdim

Asıl içimi burkan,izlerimi silmek için elde ne varsa harcanmış olması

Fakir bir oda ve ağlayan küçük bir kız

Her şey orada gömülü be sevgili !!!

8 yorum:

bitti dedi ki...

içli
çok içli.....

Adsız dedi ki...

Ben yutkunamadım ya...
Normal mi bu acaba ...

Adsız dedi ki...

yetmiş yıllık ömrümüzde ne yapsak sonsuz demişsin ya..

işte..
bu bilgi mi..
büyüdükçe.. davranışlarımızdaki doğallığı azaltan....
.. aniden yapıvermemizi engeleyen..
atalet

burdasaklaniyorum dedi ki...

"beni neden başkalarına bıraktın"dan daha vurucu bir şey söyleyemezmiş.
ve cevap verememekten daha acıtıcı bişey de olmaz.

Oya dedi ki...

hepimiz birilerinin canını yakmışızdır alper..
bazen haddinden fazla severek,
bazense hak ettikleri sevgiyi veremeyerek..
ancak zamanında canı yananlar,
bir zaman sonra daha çok yakar canımızı..
bazen fakir bir oda yapar bunu bize..
bazense nemli gözler işte..

ancak olanla ölene nasıl çare bulunmazsa,
yaşananların veya yaşanamayanların
hayatımızı gölgelemesine izin vermemeliyiz..
vermeyelim di mi alper?

kumhavuzu dedi ki...

var işte bunlar hayatımızda..
iyiki varmı
keşke olmasamıydı..
karışıyorum bazen.
Ve ben alperin bu anlatımlarını da çok seviyorum.

Adsız dedi ki...

Hüzünlendim...
çok hüzünlendim yine...
keşkeler ne çok hayatımızda...
yarım sevdalar...
varamamışlıklar...
doyamamışlıklar...

Aslı Aker dedi ki...

Neredeyse benimkiyle yaşıt bir blogmuş da bunca zamandır rastlamamışız! Bir gelmişiz, yüzümüz gülmüş, beş dakika sonra tam da burada düşürmüşüz!

Uğranır ki artık.