20 Şubat 2009 Cuma

Dolap Beygiri

Çocukluğumdan beri dolapları severim

Dolapların kendine has bir yaşamı olduğuna inanırım
Hani böyle fantastik filmlerde olur ya,dolap kapağını açar,beşinci boyuta geçersin
Onun gibi
Hoş çocukluğumda benim beşinci boyuta geçme çabalarım en fazla babamın donları ile yarım saat geçirmekten öteye gitmemiştir ama olsun

Dedim ya dolapların kendine has yaşamları olduğuna inanırım diye
Canlı bir şey
Yaşıyor
O yüzden fazla müdahale etmemek lazım yaşantısına
Biri bana gelip de “hayatında şunları düzelt” dediğinde nasıl geriliyorsam,dolabın içine de yaşantısına karışmama adına bulaşmam
Kendi hayatı
Bana ne !

Hafta sonu şirkette otururken odadaki diğer üç kişi (ki buna müdür de dahil) aniden yanımdaki dolabıma saldırdılar
Ben mel mel bakarken dolabın içindeki her şeyi yıkıp elemeye başladılar

Bir kötü oldum
9 senelik dolabım karşımda bağırsakları dökülmüş vaziyette duruyor
Elim kolum boşaldı,yerimden kalkamadım

- Bu ne ?
- Raporlaaaar
- E bunlar 8 senelik ?
- Tarihi değeri var
- Yahu TBMM bu kadar saklamıyor belgeyi ?
- Ben saklıyorum kardeşim. Alla allaaa


Resmen çöp dolap yapmışım farkında değilim
Birisi karıştırırken odadaki klimanın iki senedir kayıp kumandasını buldu
Diğer odalardan kumanda çalamadığımız soğuk kış dönemlerinde herkes birbirine b.k atmıştı sen kaybettin diye

- Anaaaa ! Kumanda burdaymış !
- E iyi işte
- Ulan iki senedir kıçımız dondu
- Bana ne kardeşim kumanda saklandıysa ? Ben olsam yüz vermem,geri dolabın içine atarım. Ne hali varsa görsün
- Manyak mısın lan ?

Allahtan sadece iş yerimdeki dolaba bulaşıldı
Evde giysilerimi koyduğum dolaba el sürdürtmüyorum
Biliyorum ki içinde bir şeyler yaşıyor
Zaman zaman tişörtler filan yer değiştiriyor
Bilmediğim bir kazak çıkıyor
20 sene önce dedemin giydiği bir ceket aniden orda beliriveriyor
Perili dolap
Ama hoşuma gidiyor
Ne ben onu düzeltmeye çalışıyorum
Ne de o beni kapağını açtığım anda içine çekiyor

Seviyeli bir beraberliğimiz var

11 yorum:

Adsız dedi ki...

sen masumiyet müzesini de atıver dolabın içine..
o da katılsın ordaki yaşama..
=D..........

Adsız dedi ki...

atalet tabii....
şaşkın adsız...

Çağlar dedi ki...

temizlikçi ablanın gün sonunda evden ayrıldığına emin misin.
bir dikkat et derim.

.. dedi ki...

bir dolabın içinden 5. boyuta geçtiğim hiç olmadı benim de.
ama benim için başka bir dünyaya geçtiğim olurdu çocukken.
küçükken, çok küçükken, babaannemin konyadaki eski müstakil evinde, bayıldığım bir gizemli dolap vardı. yüklük denirdi adına. yorganlar, yastıklar falan dururdu içinde. dolabın ahşap kapaklarını açıp, içine girip, sol tarafa baktığında, yukarı çıkan bir merdiven görürdün. tahta merdiven.
sanıyorum 6-7 basamak falan çıkan dik merdivenin tepesinde bir kapak vardı. o ittirilip açılırdı, ve yeni dünyaya giriş yapılırdı.
tavanarası odası!
tahta kapılı, üçgen çatılı, küçük pencereli, hasır minderli ve yastıklı, tüm duvarları renkli yazılarla, türlü çeşit resimlerle, çizimlerle dolu bir odaydı orası. başka bir dünyaydı. eğlence demekti, gençlik demekti, neşe, sohbet, sır, muhabbet demekti. babanemin diğer torununun, benden sanrım 15 yaş falan büyük olan, o zaman 20'li yaşlarında olan ablamın, halamın kızının, tam da onu yansıtan odasıydı. tavanarası'ydı. tavanarasına çıkmak için izin almak gerekirdi. ama o dolaba girip, merdivenlerle yukarı çıkıp, kapağı açıp oraya varmak öyle bir keyifti ki.
çocukluğuma gittim alper.
yüklükten girip tavanarasından çıktım. düşündürdün beni.
özledim.

Şarküteri dedi ki...

Beşinci boyut ve baba donları beni altıncı boyuta taşıdı okuduğum anda. Altıncı boyut gecenin dördünde kendi kendine beş dakika kıkırdama boyutu...

Benim de çekmecelerim zamanla şahsiyet ve ruh kazanıyor, cisimler kendilerini kanıtlayıp kişilik kazanınca atılmıyor... ya da attırmıyorlar diyelim.

Adsız dedi ki...

"ne dolaplar çevirmişsin" sözü buradan mı geliyor acep?

kendi kendime dedim ki..
ya bak millet bir dolabı bile konu
yapıp kocaman bir yazı ortaya çıkartıyor. kıskanıyorum abi ben böyle zekaları...
şaka bir yana, çağların dediğini gözardı etme...temizlikçiyi senin dolapta bir sene besleyecek kumanya vardır orada. e kriz de var...nolmaz nolmaz...

görüşürüz yeni yazılarında

uctemmuz dedi ki...

Şu dolap ve sahibi ilişkisinin erkeklere has bir düşünce olduğu sanılır ya hep...Cık..ben de aynen böyleyim.:)Hatta çekmecelerle bile başım dertte.Ama onları toplayan da ben olduğum için senin kadar net bir şekilde ifade edemiyorum aslında azucuk dağınık bir insan olduğumu. :)
Bak şimdi eve gidip çekmece düzenlemek geldi içimden...:)
Ne diyeyim, süpper yazıydı...:)

geçkalmadımki dedi ki...

Çok şey anımsattı bana bu yazın Alper, ama ben de bir çok kişi gibi bunalımda olduğumdan yazamıycam şimdi.. bi gün sayfamda yazarım bu yazının bana düşündürdüklerini :))
Sevgiler...

Adsız dedi ki...

şu beşinci boyut muhabbeti olsaydı keşke sahiden :)
perili dolap kulağa hoş geliyor hem zaten seviyeli de birliktelik varmış daha kim korkar o dolaptan :)

gülümsettin yine herzaman ki gibi ...

beyazgelinciikten sevgiler...

Adsız dedi ki...

yaa benim de dolaplar öyle. bi de kız olcam insan biraz düzenli olur.ama dolap düzeltmek çok gereksiz bi işlem bence.ne güzel duruyorlar işte orada kardeş kardeş,ne bozcam ben rahatlarını.
en son sarı kazak yeşil olana yazıyordu sessizce kapadım kapağı "len brezilya dizisine çevirmişiniz burayı he"dedim içimden.

Ece dedi ki...

İnsanlar neden başkalarına ait dolabı vs.karıştırırlar ya da düzenleme hakkını kendilerinde görürler ki? Müdürün bile olsa, buna ne hakkı var?
Bak sinir oldum şimdi.
Hani duvarlara yazarlar ya; 'buraya işeyen eşektir' diye.
Sen de dolabın içine 'Belânı mı arıyorsun?' diye bir yazı koy bence.