15 Mayıs 2009 Cuma

İmdat Çağrısı

İçim acıdığı zamanlar da babam geliyor aklıma
Eve geç geldiğim bir akşam bitirdiği rakı şişesinin yanından boş gözlerle bakmıştı yüzüme

Siz hiç eve geldiğinizde babanızın gözlerine hiç bir şey demeden baktınız mı ?
Ya o sizin bakışlarınıza bomboş bir karşılık verdi mi ?

Dakikalarca duraladık karşılıklı
Aslında biliyordum iki dudağının arasındaki sözcükleri

İki kadının arasında kalan bir erkeğin dökemediği iç sancısı

Sessiz sedasız koltuktan sallanarak gidip ikinci şişesini açtı gecenin saat üçünde
Doldurdu kendi kadehini

Gidip ince zarif bir kadeh aldım kendime
Yarısına kadar doldurup üstüne buz attım iki tane
Oldum olası suyla içemem rakıyı
Tadı tuhaf gelir
Buzun erirken bıraktığı su bile bozar tadını

Buz gibi eridi babam yavaşça
Eli titreyerek çekip durdu sigarasından

Nasıl dayanabildiğini düşündüm bir an
Her gün bir şişeden fazla rakı ve iki paket sigara

Nasıl dayanıyorsun baba ?

Çektiğin acı vücuduna çektirdiğinden daha mı fazla ?

Rakıyı kafama dikip biraz daha tırtıkladım şişeden
Hala tek kelime geçmiyor aramızda

Babamla aramızdaki resmiyet hep sessizliği getirirdi yanında
Ama bu akşam ki başka,bambaşka bir şey

Konuşmak isteyip konuşamadığı bir şeyler var dilinin ucunda

Ayağa kalkıyor
Umutsuzca bakıyor yüzüme
Kurtarılmak istediğinin farkındayım
Sihirli bir söz bekliyor benden her şeyi halledecek

Suskun kalıyorum
Verecek yanıtımın olmadığını görünce eliyle omzuma dokunup içeri doğru gidiyor annemin çoktan boş bıraktığı yatağına


Bu imdat çağrısı senden bana miras kalacak biliyorum
Ve benim bu çağrıyı yapabilecek kimsem de kalmadı çevremde

Anneler gününde annemin hazırladığı kahvaltıyı tüketip bir yandan da konuşurken ayrılıklarının 7. senesi olduğunu söyleyiverdi
Pasta alsaydık dedim
Güldü

7 sene olduğuna göre benim anlattığım hadise en az 8-9 senelik

Ama babamın bakışları hala içimde

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Sıfır Noktası

SIFIR NOKTASINA 5 KM
Adam altındaki audi jipi teknolojiyi zorlayarak kullanmaya devam etti
Ankara Eskişehir yolunda Ankaraya doğru 30 km kalmışken süratini iyice yükseltti
Bir sigara yakıp yolun önünde küçülmesini seyre daldı

SIFIR NOKTASINA 5 KM
5 kişi bir minibüsün içine doluştular
Sedat evde kendisini bekleyen 1,5 yaşındaki çocuğunu düşünerek gülümseyip duruyordu
Şöförün arkasında oturduğu koltuktan arabayı kullanan arkadaşına “çabuk ol” diyecekken Audi marka bir jip yanlarından süratle geçti
Adamın hızına beş kişi birden küfürü bastılar
Şöför koltuğunun yanında oturan Kemal uzanıp kornaya elini bastırdı
Uzun bir korna sesi Audinin arkasından havada yankılandı


SIFIR NOKTASINA 2 KM
Adam jipi sol elinin bilek hareketiyle solladı
İçindeki insanların arkasından el kol hareketi yaptıklarını aynadan görerek kendi kendine gülümsedi
Güçlü arabaya sahip olmak böyle bir şeydi

SIFIR NOKTASINA 2 KM
“Hıyarın gidişe bak”
Sedat sinirinden söylenip duruyordu
Kemal arkaya dönüp “oğlum,bu araba sen de olsa sen de basarsın anasını satayım” diye sırıttı
Sedat ömrü billah böyle bir arabaya sahip olamayacağının siniri ile usturuplu bir küfür daha savurdu
Çocuğunu hiç böyle bir arabayla gezdiremeyecekti

Aslında Sedat çocuğunu hiç gezdiremeyecekti


SIFIR NOKTASINDAN 500 MT İLERİDE
Adam otoban köprüsünün altında bekleyen hayat kadınlarının yanında hızla geçti
Yokuşu çıktığı anda kadınlar kör noktada kaldığı için yanlarından süratle geçip gitmişti
Audi jip bu
Boru değil
Sürati kolay kesilmiyor
Göz ucuyla kadınlardan birinin elini kaldırdığını gördü
Kararsızlık içinde ne yapacağını düşünene kadar da epey ileri gitmişti
Anlık bir kararla arabayı sert bir fren sonrasında geri vitese taktı
Audi güçlü motorun etkisiyle şehirler arası yolda geri geri gitmeye başladı

SIFIR NOKTASINA 500 MT
Kemal Sedatla hala arabanın tartışmasını yaparken şöför koltuğunda oturan arkadaşları jipin kendilerini geçmelerine bozulmuş,gaza yüklenip duruyordu
Otoban köprüsünün altına giden yokuşu son sürat çıkmaya başladılar

SIFIR NOKTASINDAN 200 MT İLERİDE
Adam kadınların kendisine doğru yürüdüklerini fark etti
Başka bir araba yanlarında durmadan kadınlarla pazarlık yapabilmek için biraz daha süratlendi

SIFIR NOKTASINA 200 MT
Kemal Sedat’a laf yetiştirirken yokuşun bittiği yerde kadınların beklediklerini gördü
Her akşam iş çıkışlarında bu kadınlar gelen geçen arabalara el edip meraklıları durduruyorlardı
Aklı kadınlara takılmışken kadınların arkalarını dönüp yokuşun diğer tarafına doğru yürüdüklerini fark etti
Garip geldi
Bir şeyler söylemek için ağzını açacakken duraladı

Kemal bir daha bir şey söyleyemeyecekti

SIFIR NOKTASINDAN 10 MT İLERİDE
Adam kadınların yanına jiple hız kesmeden yaklaşırken yokuşun diğer yanından çıkan minibüsü gördü
Geri geri giderken ayağı freni bulmaya çalıştı ama beceremedi

SIFIR NOKTASINA 10 MT
Kemal’le Sedat aynı anda koltuklarına yapıştılar
Yokuşun diğer yanından çıkan jip şöföre şans bırakmadan aralarındaki mesafeyi bitirdi




SIFIR NOKTASI



Daha fazla detay yazmanın bir anlamı yok
Geçen hafta yan şirketimizden tanıdığımız beş kişi ters yönden geri geri giden araçla çarpıştılar
1,5 yaşında çocuğu olan 27 yaşındaki genç olay yerinde öldü
Şöförün yan koltuğunda oturan genç ise bir haftadır hastanede yaşam savaşı veriyordu
Biraz önce vefat haberi geldi

Kazadan yaklaşık 20 dk sonra ben olay yerinden geçerken jip sahibi gayet soğukkanlı telefonla konuşuyordu
Ceset üstünde gazete kağıtlarıyla yolun ortasında boylu boyunca yatıyordu

Jip sahibi hatırı sayılır bir vatandaş ki,olay yerine bizden hemen sonra direkt savcıyı getirtebildi

Bizim şöför 8 de 5 kusurlu bulundu
Sekiz sene ceza alacağı söylenirken ikinci ölüm haberide geldi

Kimde suç ?
Köprü altında bekleyen kadınlar da mı ?
Uçkurunu tutamayıp kadınlara geri dönen adam da mı ?
Süratlenen minibüs şöföründe mi ?

Kimde ?

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Büyük Hissediyorum (Ya da 4 saatlik şöhret)

Sonra Acun dedi ki;
- Bak Adrianayı telefona kaydetmiştim
Sanki önemsizmiş gibi bakıyorum telefonuna


Çok manasız bir yerden başladım di mi olaya !


Cuma sabahından beri şirketle ilgili bir toplantı için Çeşme’deyim

Son gün toplantı ve gala yemeğine bir sürü ünlü çağrılmış
Önce Cüneyt Özdemirin buğulu sesinden bir sunum dinledik
Kızlar ayıldı bayıldı
Bir iki şirket içi ünlü,dışarıda ünsüz konuşmacıdan sonra Deniz Gökçe aldı eline mikrofonu
Her dönem iktidarın sesi vatandaş tatlı tatlı anlattı esasında çok iyi durumda olduğumuzu

Düşündüklerimizden utanırken yemek vakti geldi de galaya geçtik

Şak sahnede Acun Ilıcalı
Millet “aaaa” derken tv hayatını anlatmaya başladı. Beklenmedik bir performans göstererek hepimizi güldürdü
Hadi bana eyvallah dediğinde bu sefer de sahnede Funda Arar yer aldı
(iş toplantısı olduğunda ısrarlıyım)
Şarkılarını bilmediğim için kendimi içkiye verip saati 12 ye vurdum

Buraya kadar her şey net ve açık
Tamam
Bir sürü ünlüyü gördüm
Yedim,içtim,sarhoşlukla çakır keyif arasında bir yere konumlandım
İşin rengi bundan sonra döndü

Otelin lobisinde sarhoş kafayla Hakana laf yetiştirip çevreme bakınırken Ankara’dan İstanbul’a geçme A…. zıplaya zıplaya geliyor yanıma
Üzerindeki gala elbisesini çıkarmış, kot ve tişörtünü çekmiş
- Huuuuuu !
- Höm ?
- Biz kızlarla içmeye gidiyoruz, gelsenize !
- İçmeye mi ?
Damarlarımdaki alkol kandan fazla
- Nerede içeceksiniz ?
- Ilıca tarafında Rouge açılmış. Oraya gidiyoruz
Tamam, A…. iyi tanıdığım. Ama diğer beş kızın yüzlerinde kara bulutlar dolaşıyor
Bara giden altı kızın peşine takılan erkek pozisyonu bana yakışmayacak
- Siz gidin. Ben yükümü çektim zaten
- Aaaa ! Eğlenirdik. Neyse

A.. uzakta bekleyen kızların yanına patır kütür koşarken,yandan konuşmayı dinleyen Hakan zıplıyor
- Abi gidelim
- Yahu kızlar surat eder askıntı oluyoruz diye
- Olsun abi. Bir erkeğin en önemli silahı yüzsüzlüktür
- Len şaşkın senin 6 saat sonra kalkman gerek. Uçağın var !
- Tamam abi. Bir kadeh içer döneriz
Anlatamıyorum ki benimle bir yere gidildiğinde illa ki başına bir şey geleceğini !
Sağıma soluma bakıyorum, içkili bir sürü sap koltuklara serilmiş türk kahvesi modunda
İçim daralıyor
- İyi hadi bari. Üstümüzü değiştirip gidelim

Hakkı odada serilmiş vaziyette suratıma bakıyor
- Len manyak ! Ne işin var barda ? Yat uyu,zaten içkilisin
- Seni aldatmayacağım Hakkı. Yatağımızı sıcak tut
Yatağımızı sıcak tut lafım boşuna değil. Çeşme’de aynı odada kalıyoruz. İki tane tek kişilik yatağın arasını ben açtıkça o yatakları birleştiriyor. Her gece aynı korkutmayı yaşıyoruz
“Benim olacaksın Alper”

Apar topar kot ve tişört giyip atıyorum kendimi lobiye
Hakan benden önce inip taksiyi kapıya getirmiş bile
Serin bir Çeşme havasında tutuyoruz barın yolunu

* * * * * *

- Giremezsiniz kardeşim !

Barın kapısında badibadigard ve barın sahibi olduğunu sonradan öğrendiğimiz iki tip, damsız erkek alınmaması konusunda konferans veriyor
Kafayı kaldırıp bakıyorum
Bir evin alt tarafını köhne bir bar yapmışlar. Ama içerisi tıklım tıkış
- Hem içerisi çok kalabalık. Yer yok
- Birader. İçeride bizden önce gelen 6 tane bayan arkadaşımız var. Çağırayım mı ?

6 yeterli bir sayı görünüyor. Öyle ya, erkek başına üç bayan
Heykel duruşundan ödün vermeden sağa kaykılıyor. Dalıyoruz Hakan’la içeri
Sigara dumanından körleşmiş, milletin kafayı çoook önce bulduğu küçücük bir yer
Allahtan ikimizde dut gibiyiz de biz ortama, ortam bize yabancılık çekmiyor
Elimize birer bira alıp, ayakta durulabilen sehpa gibi bir şeyin üzerine içkileri koyduğumuz anda, bar hayatımız altüst oluyor
- Abi !
- Neeee ?
- Acun değil mi gelen ?
Tam kapıda olmanın avantajı
Acun program sonrası üzerini değiştirip bara gelmiş. İçeri girişinde toslaşıyoruz
- Bütün Altın yunus burada herhalde !
Lafımı anlamadan manasız yüzüme bakıyor
- Gösterinizi seyrettik. Biz de şirketteniz
- Aaaaa ! Merhaba
Tanışıp öpüşme faslından sonra Hakan direk masaya davet ediyor
Allahı var,adam da da bir sosyetelik yok. Kafa sallayıp masaya geliyor

Ahah
Nerdesin lan bar sahibi

Acunun içeri girişi bar da hafif bir sallantıya yol açıyor
Çevrenin fısıldaşmaları teeee bar sahibine kadar gidiyor ki adam tepemizde bitiyor
- Hoş geldiniz
- Biz biraz önce hiç hoş gelememiştik ?
- Abi,neden söylemediniz Acun beyle beraber olduğunuzu ?
- Oğlum biz onunla değiliz, o bizimle beraber
- Şişşşş ! Garson. Oğlum çabuk buraya gel,masayı donat. Buradan başka yere de bakma

Haşşöleeeee !

Başımda garson omuzları dikleştiriyorum
Milyonların sevgilisi Acunla aynı masadayız
Boru mu len !

Hakan Acun’un koluna girmiş ufaktan sardırma vaziyetlerinde geyiğe başlıyor
Ne anlatıyor diye eğilecekken omzuma gereksiz bir yığılmayla masaya sendeliyorum

Bardaki bayan güruhu işi gücü bırakmış masamın kara sularına girme çabasında
- Ay bakar mısınız ?
- Bakıyorum
- Kikir
- Sevmem
- Ama bu Acuuuun !
- Tebrik ederim
- Ay tanışabilir miyıııığğıııım ?
- Bilmem ? Öyle kabiliyetleriniz var mı ?

İlk utangaçlığını atan bayan tayfası masaya dalga dalga vurmaya başlıyor
Masanın konumu öyle pis ki , Acun’a ulaşmak isteyen bizden geçmek zorunda
Gün gelip bayan saldırısından bunalacağım aklıma gelmemişti !

- Hakaaaaaan
- Efendim abi
- Oğlum borsada hisse senetlerimiz tavan yapmış durumda
- Abi soldan gene geliyorlar

Ciddi ciddi sağdan soldan masaya bayan akını var

Kolumdan çekiştiriliyorum
Bakıyorum,Acun
- Bak bak. Adriana ile İstanbul’da gezerken videolar çektim

Sanki çok ilgisizmişim gibi göz ucuyla bakıyorum telefonun ekranına. Yan göz de olsa Adriana telefondan öpücük gönderiyor

Bu çok ilgisiz coooool hareketim barı iyice şahlandırıyor
Öyle ya
Acun kolumdan çekiyor ve ben ilgisizim

Bir dalgayı daha Hakan’la savuştururken Acun masadan gidiyor
- Hakaaaaan ! Noooldu be ? Niye gitti ?
- Abi ekipten arkadaşı gelmiş. Bara doğru gitti !

Heneeeee !
Püskürttüğümüz bayanlardan kötü gün için hiç ayırmadık ki ?
Bolluk zamanında aman istemem, kıtlık zamanı aç ağzını

Masadan kaçmaya çalışanlardan bir ikisini yakalamaya çalışıyoruz
Yok
Hakanın “tut abi,kaçırma” feryatları da yeterli olmuyor
Kimse kalmıyor yanımızda

Hisse senetlerimiz yükseldiğinden daha hızla düşüyor
Borsa da tahtamız kapanıyor

Salak salak kalıyoruz elimizde biralarla
Acun üç metre ötede kendisiyle resim çektirmek isteyenlerle uğraşıyor
- Hakan
- Efendim abi
- Gitsek mi yanına
- Yok abi ! Ne gidicem. O gelsin yanımıza
- Çok mu içtin lan manyak ?
- Çok içtim abi !

İşi hiç bozuntuya vermeden olağan günlerimden birisini yaşarcasına dikiyorum kafama birayı
Pozisyonu bozmadan dikiliyoruz barın ortasında cool cool

Ve beklenmeyen an
Acun etrafındaki kalabalığı resmen yararak yanımıza geliyor tekrar
- Öfff,insan bıkıyor valla
Hakan kaçırmıyor muz ortayı
- Gel abi şöyle. Ne işin var kalabalığın içinde

Heyoooooo
Tahtamız yeniden açıldı
Hisse senetlerimiz yeniden tavan yapıyor
Yolunu kaybeden bayan balık sürüsü yeniden masaya hücum ediyor
Bu kez daha forsluyuz
Öyle ya, biz gitmedik o bizim masaya geri döndü

Tam birayı kafama dikeceğim, yanımda zıplayan bir şey koluma çarpıyor
- Alpeeeeer !
- Neeeeee ?
Gelmemizi istemeyip otelden kaçan bayanlardan N…. yanımda.
- Naaber Alper ?

Ahahah
Ulan şöhret ! Sen nelere kadirsin
Acun arabasıyla yaptığı hız denemesini de telefona kaydetmiş. Onu göstermek için kolumdan çekiştiriyor, gayri ihtiyari söyleniyorum
- Bir saniye Acun ! Efendim N…. ?

Höööööyyyyy
Vurucu darbe
Ünlü koldan çekti,ünsüz “bir saniye” dedi
N….. karşımda bayılmakla bayılmamak arasında kararsız
- Ay siz Acun’la mı geldiniz ?
- Otelde canımız sıkıldı !
Kızcağız bir şeyler söyleyecek ama Acun’un telefonuna kafayı eğiyorum
Arabasıyla inanılmayacak bir sürat yapmış
- Yeni Aston Martin’lemi ?
- Yok. Porsche
Piyuvvvv

Ben naapıyorum sorusu hafif kafamdan geçiyor ama alkol sağolsun

Yanda bitik gözlerle bekleyen N … ye dönerken Ankara’dan tanıdık A…. çıkıyor
- Alpeeeeeer ! Geldiniz miiiiiii !
A…. sevdiğimiz insan. Hakan hemen kıyak geçiyor
- A… Sen Acunla tanışmışmıydın
- Hayıııııııır
- A… cım,bu Acun,Acuncum bu da A……
Acuncun mu ?
- Lan manyak ! Vites küçült biraz !
Hakan’ın aklına başka bir şey gelmiş. Yüzünde endişe bulutları dolaşıyor
- Abi . Acun hesabı bize kitler mi ?
- Sen bırak içmeyi canım. Oğlum adam trilyona araba almış, altı üstü bir kola içiyor. Onu mu kitleyecek ? Hem kitlese ne yazar ?

Hakan parmaklarıyla para hesabı yaparken oteldeki bayan grubu yanımızdan beş karış suratla geçiyor. Geçerken el sallıyorlar ama …
Hohoyt
- Abi kola kaç paradır ?
- Hakaaaaan !

Yeniden Acunun telefonuna dönüyoruz. Kakara kikiri derken zaman geçiyor
- Ben kaçıyorum arkadaşlar
- Erken değil mi ?
- Saat 4 oldu. Gidip bir kumru yiyeceğim
- İyi. Biz de otele dönelim
Eh
Ne yapalım
Zaten kulaklarımdan alkol çıkıyor
Çok samimice vedalaşıp barın takdirini bir kez daha kazanıyoruz
Sallanarak çıkıp taksi bulmamız 20 dakikayı buluyor
(Çeşme de ölü zaman. Zort diye olmuyor her şey)

Otelin lobisinden girip sağa sola bakmadan kendimi koltuğa atıyorum. Hakan da yanıma çöküyor

İçki çeneme vurmuş durumda
- Acun dedi ki “var mısın”, ben “yokuuuum” dedim
- Alper abi
- Ben yokum diyince kızdı
- Abi
- Ne yapayım,büyük hissediyorum
- Abiiiiiiiiiiiiii !
- Ne var lan ?
Hakan yan koltuğumuzu işaret ediyor. Acunda kumrusunu yiyip gelmiş,yandan ters ters bakıyor !
Gecenin son falsosunu yaparak şöhretime veda ediyorum
Asansöre iki saniyede kendimi atmam hamamböceğinden daha berbat bir görüntüye sahne oluyor

Odaya girmemle de Hakkı yatakta zıplıyor
- Nerdesin lan ?
- Acunla bardaydık !

Dünyanın en doğal şeyini söyledim. Hakkı’da gayet rahat kabullendi
- İyi. Yat da uyu artık. Sabah erken kalkacağız
- Lan gene yatakları birleştirmişsin ?
- Şöhret olman benim için bir şey ifade etmiyor Alper. Benim olacaksın !

İyi de
Ben koskoca bir şöhretim
Sana bakar mıyım ?


Not
Yukarıda yazdıklarıma aldırmayın. Hayatımda tanıştığım en düzgün insanlardan birisini tanıdım o gece. Paranın bozmadığı insanlarda varmış demek
Not 2
Kendisi içki içmiyor,sigaraya da öcü gibi yaklaşıyor
Not 3
Hakkıyla aramızda bir şey olmadı